Adı Sıla 16 yaşında kendinden büyük bir erkekle nişanlandırılmış, ayrılmak istemiş ama bütün çabalarına rağmen nişanlısı tarafından evinde boğazı kesilerek öldürülmüştür. Bu ölüme hiç kimse ve içinde bulunduğu toplum mani olamamıştır. Sıla da diğer çocuk gelinlerden biridir.

10yaş 12 yaş 14 yaş 15 yaş 16 yaş 17 yaş…. 18 yaşını bile tamamlayamayan çocuk gelinlerin yasal, biyolojik, ekonomik, eğitimsel anlamda gelişimi tamamlanmamış ve çoğu, zorla gerçekleşen erken yaştaki evlilikler, toplumun önemli bir sorunu olmuştur. Bu tür evliliklerin sebepleri kadar sonuçları da karmaşık ve çok yönlüdür. Bu sorun tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de de her yıl binlerce kız çocuğunu mağdur etmiştir. Hürriyet gazetesinin araştırmasına göre (2012) Türkiye de 1 milyon çocuk gelin bulunmaktadır.

Kültürlerin dinlerin ve etnik kimliklerin ötesine geçen, küresel bir sorun olan, erken yaşta evlilik ya da başka bir ifade ile çocuk yaşta evlilik taraflardan en az biri on sekiz yaşından küçük iki kişinin resmi, ( bazen yasaları kendi durumlarına göre meşru hale getirebiliyorlar)dini ya da geleneksel bir evlilik sözleşmesiyle birleşmesi anlamına gelmektedir.

Bu evlilikler kadınların ve kız çocuklarının karşı karşıya kaldığı temel insan hakları ihlallerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Çocukluk döneminde yapılan bu evlilikler bir istismar olarak da kabul edilmektedir. Aynı zamanda kişisel özgürlüklerin, eğitim ve üreme sağlığına ilişkin haklarında bir ihlalidir.

Erken yaşta yapılan evlilikler her iki cinsi de etkilemesine karşılık özellikle kız çocukları bu durumdan daha fazla etkilenmektedir. Ataerkil ve geleneksel yapısı olan toplumlarda kadının yeri evi olarak algılanır. Kadının fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişiminin seyri ve kadının düşünceleri önemsenmeksizin kadınlık ve eş olma görevini yerine getirmesini bekleyen inanışlar daha ağır basmaktadır. Daha çok yoksul olan bölgelerde ya da ailelerde çocuk yaşta evlilikler çok daha fazladır. Aileler yaşadıkları yoksulluktan kurtulmak için kız çocuğunu kendisinden çok daha büyük ve zengin erkeklerle evlendirerek başlık parası almaktadırlar. Kızlarını büyüdüklerinde kontrol edemeyeceklerini düşündükleri için hemen evlendirip kız çocuğunun namusunun sorumluluğundan kurtulmak isterler. Bazen tarlalar bölünmesi başkalarına satılmasın, miras bölünmesin diye bile erken yaşta evliliklere göz yumarlar. Küçük yaşta kız çocuklarını daha kolay eğitmek ve ataerkil düzenin taşıyıcıları ve ev işçileri haline getirmelerinin kolay olması da bu tür çocuk evliliklerinin sebeplerindendir.

Çocuk gelin aynı zamanda çocuk anne gerçeğini de ortaya koymaktadır. Vücudun hamileliği taşımak için yeterince gelişmeden doğum yapması doğumla ilgili anne hastalıkları ve engelli doğumlar gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. (düşük yapma ölü doğum) ve erken yaşta alınan ağır sorumlulukların sebep olduğu psikolojik sorunlarda bunun devamında gelmektedir.

Erken yaş evlilikleri aynı zamanda toplumsal gelişimi ve kalkınmayı da engelleyici bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Kız çocukları bu toplumun yarısını oluşturuyor.

Çocuklarımızı küçük yaşta bastırıp kendi emellerimize alet etmek yerine onların çok düzgün bir eğitim almalarını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayarak bedenlerine ve hayallerine imkan yaratıp onların içindeki potansiyelden korkmak ve onları kontrol etmek yerine, onları anlamaya çalışsak, onlara güvensek ve onlara inansak, yeteneklerine eşlik etsek, istedikleri mesleği seçebileceklerini söylesek, evleneceği erkeği ya da kadını kendilerinin seçmesine izin versek , hayatları ile ilgili sorumluluk almalarına ve insiyatif geliştirmelerine izin versek. Onların hayatlarını ipotek altına almak yerine onlara kendileri olmaları gerektiğini anlatsak ya da bunlara izin versek…

Nasıl bir toplumda yaşardık acaba? Birlikte düşünelim mi ?

NE DERSİNİZ ??????