Dünya bir imtihan dünyasıdır, insan da bu hayatta geçici bir misafiridir. Ömür denilen süreyi doldurunca istisnasız hepimiz bu yolculuğu sona erdirmiş olacağız. Ne yazık ki insanın zevki sefası da geçicidir. Biz bu imtihanı kazanmak için çalışmak durumundayız. Bu çalışmanın amacı Yaradana gerçek manada kul olabilmektir.
Ölüm gerçeğini Allah(c.c.) şöyle bildiriyor: "Her canlı ölümü tadacaktır!." (Ali İmran -185) "Nerede olursanız olun, sağlam kaleler içinde bulunsanız bile, ölüm size yetişecektir." (Nisa Suresi-78)
Sevgili Peygamberimiz buyuruyor: " Kıyamet gününde insan dört şeyden sorguya çekilmedikçe Allah'ın huzurundan ayrılamaz;
1-Ömrünü nerede geçirdiğinden, 2-Vücudunu nerede yıprattığından, 3-Malını nereden kazanıp, nereye harcadığından, 4- Bildiği ile amel edip etmediğinden..."
Bize ilahi vahiyde bildirildiği gibi:
Allah'ın emirlerini yerine getiren, yasak ettiği şeylerden sakınan ve insanlara iyilik yapanlar imtihanı kazanmış olacaklar ve karşılığında kendilerine büyük mükafat verilecektir. Herkes dünyada yaptığının karşılığını ahirette eksiksiz olarak görecektir.
İnsanı yaratan ve yaşatan Yüce Allah buyuruyor ki: "Kıyamet günü doğru teraziler kurarız, hiç bir kimse, hiç bir haksızlığa uğratılmaz!" (Enbiya Suresi-47) "Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görürüz" (Zilzal Suresi-7-8)
İnsanın ömür sürecinde yapacağı iyiliğe verilen karşılık "Mükafat" işlenen kötülüğe karşı da "Ceza" dır. Dünyada nice iyi insanlar, iyiliklerinin karşılığını görmeden; haksızlığa uğrayanlar hakkını almadan; nice zalimler de cezasını çekmeden hayattan çekip gidiyorlar. Haklı ile haksızın, iyi ile kötünün ayrılacağı ve herkesin yaptığının tam olarak karşılığını bulacağı gün kıyamet günüdür!.
Cennet bu imtihanı kazanmış olanlar için hazırlanmış mükafat yeridir. Cennette, bu dünyada gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç bir insanın hayalinden geçmeyen nimetlerin var olduğunu Yüce Allah beyan etmektedir. Cennet insanın kalbinden geçen ve hoşuna giden her şeyi devamlı olarak bulacağı eşsiz özelliklerle dolu bir yer olduğu müjdelenmektedir.
Cennette hastalık, korku ve üzüntü yoktur. Orada insan hep genç yaşta kalacak, ihtiyarlamayacaktır. Cennette hayat sonsuzdur. Ölüm yoktur, oraya giren bir daha çıkmayacaktır. Canı ne isterse onu bulacak, zevk ve sefa içinde sonsuza kadar devam edecektir.
Kur'anı Kerim de Cenab-ı Hak buyuruyor: "İman edip iyi, yararlı işler yapan kimseler Cennetlik olanlardır; onlar orada ebedi kalacaklardır." (Bakara Suresi-82) "Orada onlar için diledikleri her şey var ve yanımızda fazlası da var!." (Kaf Suresi- 35)
Hayat imtihanını kaybeden ve Allah’a kulluk görevini yapmayanlar, haramlardan sakınmayan ve insanlara kötülük edenler bu davranışlarının karşılığı olarak Cehennem de cezalandırılacaklardır. Cehennem, iman etmeyen ile inandığı halde günah işleyenlerin ahrette ateşle cezalandıracağı yerdir. İmansız ölenler burada sonsuz olarak kalacaklardır.
İnandığı halde Allah'ın emirlerine uygun hareket etmeyen, dini görevlerini yerine getirmeyenler, belirli bir süre Cehennem de kalıp cezalarını çektikten sonra çıkacaklar ve Cennete girecekleridir. Kâfir ve Münafıklar ise ebedi olarak Cehennem de kalacaklardır. Bütün bunlar ilahi mesajla bizle bildirilmiş olan gerçeklerdir.
Kur'anı Kerim’de Cenabı-ı Hak kâfir ve Münafıkların durumunu şöyle anlatıyor: "İnkar eden kimseler ve ayetlerimizi yalan sayanlar Cehennemlik olanlardır. Onlar orada temelli kalacaklardır." (Bakara-39)
“Doğrusu Münafıklar Cehennemin en alt tabakasın dadırlar. Olara yardımcı bulamayacaksın..." (Nisa Suresi-145)
Allah'ın takdir ettiği zaman gelince görevli melek İsraif, Sur denilen bir şeye üfleyecek ve bundan çıkacak çok müthiş bir sesin tesiri ile (Allah'ın diledikleri dışında) bütün canlılar ölecek, yer ve göklerin düzeni bozulacak kainat yeni bir şekil alacaktır. Evet işte bu gerçeklere karşı diyoruz ki: Ey İnsanoğlu bu gidiş bu sapkınlık nereye kadar? Ne zaman uyanacaksın?
( Kaynak Diyanet Hutbeleri)