Gariban ve fakir olduğunu bildiğim Bir komşum yolumu kesti: “Benim motorum yok, gatırım yok, arabam yok, traktörüm yok devletin verdiği yaşlılık parası ile geçiniyorum ama ben devletin kömür yardımını alamıyorum, önüme bir sürü engel koyuyorlar !” diye sitem ediyordu.

Köylere devletin ciddi kömür yardımının olduğunu biliyoruz. Söylenti o ki: ihtiyacı olmayanlar da bu yardımı alıyor, hatta bir kısmı alıp satıyor; şikayetleri oluyor... İlginç şikayetler de duyuyorduk. Beş teneke yağı alıp depolayalar, ihtiyacı olmadığı halde devlet kapısını aşındıranlar, yatı katı olup yine de fakirin- fukaranın hakkına göz dikenlerin olduğu anlatılır vicdanımızı sızlatırlardı.

Doğrudur, yanlıştır ama fakir - fukara olmadığı halde fakirin fukaranın hakkına göz dikenler bu işin istismarını yapan zalimlerdir. Bunların sayısı da az değildir hani!.. Bazen oluyor ya bedavadan toplu dağıtım olunca malın yağmalandığı talan edildiği gibi...

Hepinizin bildiği gibi devletin 65 yaş üstüne getirdiği bir kolaylık vardı: Durumu iyi olmayan vatandaşlar şehir içinde belediye otobüsleri ile rahat dolaşsın- gezsin diye yaşlılık kartı kolaylığı getirilmişti. Getirenlerden Allah Razı olsun! Bunun istismarını yapanları da gördük. Adamın yatı gatı, aracı ve apartmanları var ama 65 yaş kartı istismarına sığınıyor. Fakir ve fukara imiş gibi bedava yolculuk yapmaya çalışıyor; yani bu işin istismarını yapıyorlar.

Bunlar garibin, gurabanın, yetimin, yoksulun hakkı değil mi? Devletin fakir ve fukaraya getirdiği kolaylık! Sosyal devlet olmanın gereğini yapıyor bizim devletimiz. Kime? fakir fukaraya ve yoksul kesime!.. Senin ihtiyacın yoksa, gücün ve imkanın yerinde ise fakirin hakkına niye tecavüz edersin? Bu istismar değil mi, bunun adı devleti dolandırmak değil midir?

Bazılarında olan şu anlayış var ya:”Devlet malı deniz yemeyen domuz!” Aslında ihtiyacı olmadığı halde devlet kapısını yıpratanların kendisi keriz !..Bu hak; fakirin fukaranın hakkı, yapmayın etmeyin bu işin istismarını yapıp milletin vicdanını sızlatmayın demeliyiz!.. Tabii yüzleri kızarırsa...

Gerçekten de bu işlerin istismarını yapanlar var. İnsanların aç gözlülüğünden midir, nedir hakkı olmadığı halde bedava diye koşanlar hakkı hukuku hiçe sayanlar oluyor... Bunun örneklerini sizler de çok görmüşsünüzdür, iyi biliyorsunuz.

Aslında çok zor da değil: Muhtarlıklarda ciddi bir uygulama ile gerçek ihtiyaç sahipleri tesbit edilip dosyaları tutulabilir, tutulmalıdır. Ahbap çavuş ilişkisi olmadan ciddi bir araştırma yapılır fakir ve fukara tesbit edilirse bunun istismarını yapanları da engellemiş oluruz.

Muhtarlar niçin var işte bunun için. Ciddi de bir maaş alıyorlar. Alsınlar hakkı diyeceksiniz. Ben de diyorum ki: o zaman muhtarlar bu konuda görevlendirilmeli ve dosyaları tanzim edilmeli. Mahallelerinde oturan tüm vatandaşların hak ve hukuklarını tesbit etmeleri gerekmez mi? Mahalle sakinlerinin durumlarını en iyi bilen ve takip etmesi gerekenler de onlar değil midir?..

Devlet bu konuda ciddi adımlar atıyor. Fakir ve fukarayı- ihtiyaç sahiplerini koruma adına ilgili bir dernek yada kurum belirlenir, devlet desteği ile mahalleler taranır ve ihtiyaç sahipleri belirlenirse, bu istismarcıların önüne geçilmiş olur.

Bunu bir sivil toplum örgütünün yapabileceği gibi ( Devlet destekli bir kurumun) kurulacak olan bir devlet biriminin eşliğinde yapmak mümkündür. Buna ihtiyaç var mıdır derseniz kesinlikle var deriz. Niçin mi, devletin fakir fukaraya devlet desteğinin gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşabilmesi için...