Bugün için kim ne derse desin ülkemiz ekonomik manada bir kuşatma altındadır. Siz buna ikinci bir İstiklal Savaşı de diyebilirsiniz. Nedenini Ortadoğu olaylarını iyi okuyan Türk ve İslam ülkelerindeki yabancı eli gören ve Büyük Ortadoğu Projesini bilen herkes anlar.
Türkiye’nin son dönemde attığı adımlar ve gelişmeler Müslüman Türk düşmanlarını haddinden fazla rahatsız ediyor. Eğer Türkiye düşmanlarının güdümünde değilseniz bunu net bir şekilde görürsünüz. Vatanseverler yandaş medya oluyor, hainlerse tarafsız medya imiş? Sevsinler sizin tarafsızlığınızı!.. Bu tarafsızlık Türkiye düşmanları ile birlikte olmak mıdır?
Ülkemize karşı başlatılan ekonomik saldırı, zamlar, döviz kurları ve Türkiye’yi yalnızlaştırma politikası devam ediyor. Türk insanını ekonomik dar boğazda boğmak için ellerinden gelen tüm çabaları devreye sokuyorlar. Bunu görmemek izin gafil mi, hain mi olmaz lazım bilmiyorum. Bildiğim bir şey var Türkiye’de ki istikrarı bozmak için tüm hainler devrede...
Osmanlı’nın son dönemindeki gibi: “Abdülhamit Han gitsin de sonu tufan olsun!” Diyenler devrede... Sonunun ne olduğunu çok net gördük. Bu gaflete bir kez daha düşmemek vatanseverlik görevidir. Biz de bu görevi yapıyoruz. Dedim ya kim ne derse desin, kim ne söylerse söylesin biz devletimizin, milletimizin yanındayız; hainlerle birlikte olmadık, asla da olmayız!
Döviz saldırısının amacı neydi? Türk parasını itibarsız ve değersiz kılmak: Türk Ekonomisi bitiyor havasını vermek. Yani bu bir saldırı, bizim zavallılar balıklama bu tuzağa düşüverdi, şimdi :” Vay Anam yandım!” diyorlar. Sizce bu vatanseverlik miydi?.. Bence değildi! Menfaatperestliğin danışmasıydı.
Peki zam saldırısının amacı nedir?
Mal mı yok, Türkiye de ürün mü bitti? Üretici mi zamladı ? Hayır, toptancı, stokçu, zamcı ve karaborsacı Türkiye düşmanı gizli eller devreye girdi!. Amaç nedir? Çok basit: Türk insanı zam zulmünden bıktırmak, alım gücünü düşürmek, sokağa döküp, iktidara dur demek, hatta iç savaş çıksın Türkiye’nin her türlü gelişmesi durdurulsun denektir! Bunu okumak için alim olmaya gerek yok. Vatansever olmak ve hainlerin güdümünde olmamak yeter.
Peki bu durumda bize düşün görev yok mu? Tabii ki var ve elzem!.. Öncelikle ülkesine sahip çıkıp devletine güvenmek, devlet adamlarının arkasında dimdik durmak. Herkes üzerine düşen vatanseverlik görevini yapmalı, devletine ülkesine sahip çıkmalı. Kendi menfaatini değil ülkesinin menfaatini öne çıkarmalı.
Tüketici olarak duyarlı olmalıyız. Yerli ve milli ürünlere sahip çıkıp yerli, mahalli esnafı korumalıyız, onlardan alış veriş yapmalıyız, Türk parasına, Yerli ürünlere kendi ürünümüze sahip çıkar gibi sahip çıkmalıyız. Yerli AVM ve marketler zam indirimini kademeli olarak devam ettirmeli. Mesela Yozgat’ta GİMAT var; bölgeye özel bir tanzim satış yeri bu konuda örnek olmalı ve sürekli, kademeli olarak zamları aşağı çekmeli.
Yerli vatandaş da buralar bizim diyerek buralardan alış veriş yapmalı. Halk yerli ve milli olan halkına, esnafına sahip çıkmalı! Bu vatan bizimse; biz, bize destek olanla kucaklaşmayı sağlamak zorundayız!.. Devlete düşen görevde kontrol ve denetimi sıklaştırmalı ve yeni yasalar çıkararak tüketiciyi korumalıdır.
İhanet eden varsa onun defterini de dürmek gerek. Muhalefet demek devlete düşmanlık etmek, devlete düşmanlık edenlerle kol kola gezip güç birliği yapmak değildir!.. İçimizde bize ihanet edenler var, bunları da ifşa edip hesabını sormak gerek. Ülke bizim, vatan bizim, görev de bizim...