Allah yolunda canını fedâ eden, dînini, vatanını, bayrağını, nâmusunu müdâfaa ederken ölen, haksız yere öldürülen Müslüman şehittir.
Böyle bir muhârebeye katılan ve gazâdan sağ sâlim dönen Müslüman da gâzidir...
Hükûmete karşı gelen âsiler veya yol kesici eşkıya tarafından öldürülenler de şehittir.
Gâzilik ve şehitlik yüce bir mertebedir.
Kur’ân-ı kerimde şehitlik ve gazilik için “İki güzellik, iki iyilik” tabiri kullanılmaktadır. (Tevbe 52)
Şehit olmasa da, cihada katılmanın, gazi olmanın ve onlara mal, para ve yiyecekle yardımcı olmanın sevabı büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Şehit, ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, kıyametin dehşeti, hesap, mizan, sırat onu rahatsız etmez, doğruca Cennete gider.”
“Şehitler hariç, Cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmek istemez.
Ancak şehit, kavuştuğu ikramlar sebebiyle dünyaya dönüp on kere şehit olmayı ister.”
“Bir kimse bir gâzinin başını gölgelendirse, onu da Allah kıyâmet günü gölgelendirir.”
Şehit, kabir azabından ve kıyamet korkusundan emindir. Şehitlik, Allah katında peygamberlikten sonra en yüksek mertebedir...
Allah yolunda ölenler yani peygamberler ve şehitler ölmez.
Bir âyet-i kerimede mealen, (Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin.
Bilakis onlar diridir, ama siz bunun şuurunda değilsiniz) buyuruluyor. (Bekara 154)
Şehit olmak denince hemen, kılıç darbesiyle veya alnından kurşunlanarak ölmek anlaşılmasın.
Cepheye gidemeyenler üzülmesin ki, yatağında ölen de şehit olabilir.
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
“Allahü teâlâdan, ihlâsla şehitlik isteyen, yatağında ölse de şehit olur.”
Alnından kurşunla vurularak ölse de, uçaktan düşerek ölse de, şehit acı duymaz. Acı duymayınca nasıl ölürse ölsün fark eder mi hiç? O hâlde şehit olarak ölmek için dua etmeliyiz...
Müslüman bir kimse, çok günahkâr olsa da; hatta büyük âlim ve velî İbni Nüceym hazretlerinin fetvasında bildirdiği gibi, günah işlerken mazlum olarak öldürülse de şehit olur. Yani günahkâr olmak şehitliğe mâni değildir.
İslam’ın beş şartından sonra ibadetlerin en üstünü cihaddır. Harpte ölen şehidin, kul haklarından başka bütün günahları affolur. Cihadda ve hac yolunda ve hudut boyunda nöbette ölenlere, kıyamete kadar, bu ibadetlerin sevabı devamlı verilir. Her biri kıyamette yetmiş kişiye şefaat eder. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“Kıyamette Peygamberler, sonra âlimler ve şehitler şefaat eder.”
Allahü teala cümlemizi şefaatlerine nail eylesin...