Malumunuz okullar açıldı, yeni bir eğitim ve öğretim yılı başladı. “Yaradanın adıyla oku!...” ilahi buyruğuna da uyarak yavrularımızı okula gönderiyoruz. Zorunlu olan 8 yıllık temel eğitimle yetinmeyerek çocuklarımızın yüksek okullarda da okuması için elimizden gelen gayret ve çabayı sarfediyoruz. Şüphesiz ki bunu milli bir görev kabul edip onların en güzel şekilde yetişip hayata atılmaları için her şeyimizi seferber ediyoruz.
Eğitim vazgeçilmez bir amaç; insan olmanın ve ülkeye insanlığa hizmet edebilmenin aracıdır eğitim. Peygamber Efendimizin ifadesiyle de: “ Beşikten mezara kadar...”
olan bir süreci içine alır. Yüce Allah’ın ilk buyruğu da: “ Oku...” ilahi emriyle başlar ve okumayı- öğrenmeyi bir mecburiyet olarak dile getirir bu emir... Kalkınmanın, gelişmenin hatta insan olabilmenin temeli de eğitimden geçer. Tarihi medeniyetlere çağlara mührünü vuran konu da yine eğitimden ve kütüphanelerden geçtiğine hepimiz inanır ve böyle biliriz.
İnsan olmak için eğitimin şart olduğunu ifade etmişken niçin eğitim diye sorduğumuzda buna verilecek cevap da: “insan olmak ve insanca yaşayabilmek için” deriz. Amaç da bireyin kendisine, ailesine ve yaşadığı topluma faydalı- yararlı bir insan olabilmesidir. İnsanı hayvandan ayıran özellikte budur. İnsan iyi bir eğitimle hayat bulur, iyi bir eğitimle mesut ve mutlu olur, iyi bir eğitimle insanlığa hizmette yarışır. İyi bir eğitimle her iki cihanda mutluluğun sırrına erer...
İlkokuldan üniversiteye kadar geçen süreçte yavrularımızın katlanmak zorunda olduğu bir dönemdir bu!.. Bu işi sadece okula, öğretmene ve öğrenciye bırakmamak da gerekiyor. Okul aile işbirliğinin yanı sıra malumunuz olduğu gibi çevre, arkadaş gurubu ve içinde yaşadığımız toplumun da etkisi vardır. Bu süreçte çocuklarımızı yalnız bırakırsak Allah korusun kurda kuşa kaptırma tehlikesi de vardır. “Saldım çayıra Mevlam kayıra” anlayışı bize çocuklarımızın elimizden uçup gitmesine neden olabilir. Elbette dua da edeceğiz onları takip de edeceğiz. Önce tedbir, sonra takip ve dua....
Yani sözün özü: Öğrenimi boyunca yavrularımızı takip etmemiz gerekecek: Neden mi? Kurda kuşa kaptırmamak için. Sokağın dengesi bozuldu. Arkadaş çevresi, zararlı ve kötü alışkanlıkları olan çoğaldı, Teknolojinin getirdiği bağımlılıklar ve bozuk zihniyetli insanların yavrularımızı sapıtması, kendi emellerine alet etmesi gibi.. Affedin hatta kötü ve ahlaksız alışkanlıklarla uyuşturucu ve alkolle onları kaybetme tehlikesi gibi... Bütün bunları arkadaş çevresinden ve sokaktan kazanabilir. Kısacası sahip çıkmaz ve takip etmezsek yavrularımızı kaybedebiliriz.
O zaman bizlere bir görev düşüyor: Çocuğumuzu okula gönderirken onu takip etmek mecburiyetindeyiz. Okulla, öğretmenle ve arkadaşlarıyla ilişkileri mutlaka takip edilmelidir. Zararlı alışkanlıklar kazanması, kötü arkadaş edinmesinin önüne geçebilmek için çocuğumuzu takip etmek mecburiyetindeyiz. Sokaklar uyuşturucu ve sigara, hap kullanıcısı bağımlılarla doldu maalesef. Onlara kazandırabileceğimiz en iyi alışkanlık okulu sevdirmek, öğretmenleri sevdirmek ve iyi bir arkadaş edinmelerini sağlamaktır.
Şüphesiz ki kazandırabileceğimiz en iyi alışkanlıklardan biri de: Onları kitap dostu yapabilmektir:
İyi bir kitap dostu insan, olabilmek. Eğitim güzel ahlakla hayat bulur, başarı ve alışkanlıkla kalıcı hale gelir. Eğitilmiş bir genç geleceğimizin de teminatıdır...İnsan olmak, insan olarak kalmak ve insanca yaşamak için iyi bir eğitim şart diyoruz. Gelişmenin, medeniyetin, devletin ve kalkınmanın teminatı da iyi eğitilmiş gençlerdir!..
Çocuğu teşvik etmek, gönlünü almak, okulu sevdirmek eğitime ve derslerine yardımcı olmak, onları hayata hazırlamak ve güzel alışkanlıklar kazandırmak bizim elimizdedir. Çiftçinin tarlaya bakması, emek vermesi, sulaması, alın teri dökmesi, hasat toplaması gibi...Bu duygularla yeni eğitim ve öğretim yılının ülkemize, eğitim camiamıza hayırlı- uğurlu olmasını diliyoruz. Öğretmenlerimize, öğrencilerimize de zihin açıklığı ve başarılar dileriz.