İnfak: kişinin kendi servetinden harcama yapması, muhtaçlara aynî ve nakdî yardımda bulunmasıdır. Fakiri fukarayı korumak amacıyla;
Allah’a itaat ve ibadet niyeti taşıyan, İslâm’a ve müslümanlara yardım ve fayda sağlayan her harcama infaktır. İnfakın amacı Allah rızasını kazanmak amacıyla ihtiyaç sahibi olan fakir ve fukaranın görüp gözetilmesidir. Temelinde Allah’ın rızası ve insani yardım vardır.
Fakire yapılan yardımın esas amacı kardeşine sahip çıkıp onu korumak ve kazanmaktır. İmkanının elverdiği
ölçüde harcama yapılarak ihtiyaç sahibi olmak şartıyla, karşılık beklemeden, kimsenin de onurunu kırmadan, en yakın akraba olan ana babadan başlamak üzere akraba, komşu ve ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmaktır infak.
Peygamberimiz aile fertlerine yapılan harcamaları da infak kavramıyla ifade etmiş ve bunun bütün sadakaların en hayırlısı olduğunu belirtilmiştir. (Müslim)
İnfak, adaletin kalesi, malın ve canın Allâh’a adanışıdır. İnfakın amacı ihtiyaç sahibine yardım etmek ve onu kendine yeterli hâle getirmektir. İnfakla amaç yoksulun garibin gurubanın elinden tutup onu ayağa kaldırmaktır. Allah’ın lütfettiği zenginlikten, sevdiği şeylerle başkalarını da faydalanmasını sağlamaktır. Kardeşinin gönlünü almak, olmayana yardım etmek, olanı ikram etmektir.
Bizleri yaratan Yüce Allah buyuruyor ki :”Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça "iyiliğe" ye eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu bilir (Al-i İmran Süresi -92).”Allah onu karşılıksız bırakmaz, bire on, bire yüz, bire yedi yüz verir. Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir” (Bakara Süresi 261).
Türk ve İslam medeniyeti bir infak medeniyetidir. Peygamberimiz paylaşmayı, yardımlaşmayı ve infakı hayatın merkezine koymuştur:
Ey âdemoğlu! (Allah için) infak et ki, sana da infak olunsun! (Müslim).
Sevgili Peygamberimiz infakı teşvik etmiş, cimriliğe karşıda uyarılarda bulunmuştur. Mala, mülke sahip olmayı değil, servete ait-mahkum olmayı reddederek:”Veren el, alan elden hayırlıdır” buyurularak İnfakın faziletine dikkat çekilmiştir.
Toplumlara hakim olan dünya hırsı, bencillik, israf ve lüks çekişmeyi ve kavgayı getirir. Bir toplumda, infak terk edilirse o cemiyet helâk sürecine girmiş olur. Malını dağıtmayanları malı dağılır. Cimrilik, israf, lüks ve refahtan şımarma medeniyetleri içten içe çökerten, güçlerini kıran ölümcül bir illettir. Peygamberimiz, cimriliğe karşı mü’minleri uyarmış ve onu toplumların helâk sebebi olarak nitelendirmiştir.
“Cimrilikten sakının! Çünkü cimrilik sizden öncekileri helak etmiş, onları birbirlerinin kanlarını dökmeye, haramlarını helâl saymaya sevk etmiştir” buyurarak cimriliğin felaketi beraberinde getireceğini ilan etmiştir.
Mülkün gerçek sahibi Allah’tır, insanlar ise emanetçidir. Zenginlerin mallarında fakirlerin de hakkı vardır.
İnfak, insanın dünya malına karşı dengeli olmasını sağlar, onu cimrilik ve açgözlülük hastalığından kurtarır, ona gönül zenginliği verir.
Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül zenginliğidir.
Çağımızda Siyonist emperyalistlerin devletleri- toplumları sömürmek için kurduğu zalimce bir düzen söz konusudur. Ülkelerin zengin kaynakları sömürülüyor insanlar aç, susuz ve , yoksul bırakılıyor. Sahip çıkma koruma yardım etme değil asıl amaç sömürme ve köleleştirmektir. Türk ve İslam medeniyetini görmemezlikten gelen batı bugün insanlığı köle bir toplum haline getirdi ve zulüm çağımızın hastalığı oldu. Toplumlar bugün Türk İslam medeniyetinin bu güzel hasletine ve yardım eline muhtaç...