İstanbul'da Topkapı surlarının dibinde küçük bir kulübede fakir bir takkeci yaşarmış. Geçimini Namaz takkeleri örüp, bunları satarak temin edermiş. Fakir olmasına rağmen, gönlü zengin, takva sahibi bir zatmış İbrahim Efendi. Onun en büyük arzusu da bir camii yaptırmakmış. Onun bu isteğini bilen arkadaşları bazen ona takılırlarmış:
“İbrahim Efendi, neyle yaptıracaksın camiyi.. Ekmeğini zor kazanıyorsun!” derlermiş de: Fakat Takkeci İbrahim Efendi hiçbir zaman ümidini yitirmez, devamlı dua edermiş: “Umulur ki derya tutuşa”, dermiş. Cami yaptırma sevdası yüreğinde kor gibi yanarmış!.
Bir gün İbrahim Efendi rüyasında bir zat görmüş. Bu kişi İbrahim Efendiye: “Rızkın iki salkım üzümdedir, Bağdat’a git” diyormuş. Heyecanla uyanmış İbrahim Efendi “Hayırdır inşallah..!" demiş. Fakat rüyasına bir mana verememiş.
Ertesi gün sabah namazından önce aynı rüyâyı, açık seçik bir şekilde yine görmüş. "Hayırdır inşallah.!" demiş. Acaba gitsem mi, diye düşünmüş, ama tam karar da verememiş. Üçüncü defa da aynı rüyâyı görünce İbrahim Efendi, "Herhâlde bize yol göründü Rabbim bizi çağırıyor." demiş ve kimseye bir şey söylemeden, heybesine azığını hazırlayıp yollara düşmüş.
Bağdat'a giden kervanlardan birine katılmış. Sıkıntılı, çileli uzun bir yolculuktan sonra İbrahim Efendi Bağdat'a varmış ve bir handan içeri girmiş. Masaya oturup, kuru ekmeğini yemeye başlamış.
Onun yavan ekmek yediğini gören hancı haline acıyarak kapının önündeki asmadan iki salkım üzüm kopartarak İbrahim efendiye uzatmış. İbrahim efendi ikram edilen üzümleri yemiş Rabbine şükretmiş ve kalkmış.
Hancı şaşkınlıkla; İbrahim Efendiye:
Nereden gelir, nereye gidersin bu telaşın nedir.? diye sormuş.
İbrahim efendi de İstanbul’dan Bağdat’a geldiğini söylemiş ve rüyasını hancıya anlatmış.
Rüyamda bir zat bana “Rızkın iki salkım üzümdedir Bağdat’a git” dedi. Bende geldim, rızkımı yedim ve geri dönüyorum demiş.
Bunu üzerine hancı: “Be, adam rüyada görülen iki salkım için İstanbul’dan Bağdat’a mı gelinir. Bana bir zat rüyamda İstanbul Topkapı’da Takkeci İbrahim efendi adında biri var onun kulübesinin ocağının altında gömülü iki küp altın var dedi.
- “Ben iki küp altın için İstanbul’a gitmezken; sen iki salkım üzüm tanesi için İstanbul’dan Bağdat’a geliyorsun” demiş. Hayretini dile getirirken ona da bir mesaj vermiş!
İbrahim Efendi mesajı almış. Hemen İstanbul’a dönmüş ve ocağın altındaki altınları çıkarmış.
Bugün Topkapı’daki Takkeci İbrahim Ağa namı ile bilinen camiyi yaptırdığı anlatılırmış yöresinde ?...!!!.
Rabbimiz nasip etmeyeceği şeyin hayalini kurdurmaz! Gününüzün feyizli bereketli olması dileği ile
Allah’ın Tevfik ve inayetiyle...Sen hayal et, dürüstçe helalinden çalış Rabbim hayalini de bir gün gerçek eyler! (Alıntıdır)