Fırtınalı soğuk bir günde simit satıyordum.
Yağlı simit, kurabiye diye bağırarak gidiyordum.
Karların arasında karaltı gördüm.
Ayağımla çevresini temizledim.
Bir de gördüm ki, içi para dolu cüzdan.
Hemen aldım cebime koydum.
Babamın sözleri aklıma geldi.
Emeksiz para haramdır.
Sakın olaki haram yeme , bizlere haram gelmez diye, nasihat ederdi.
Polis karakolu aklıma geldi.
Karakolun yolunu tuttum.
Karakola vardım.
Komiser beyi görmem lazım dedim.
Komiser bey, söyle evladım dedi.
Ben para buldum, sahibine vermek istiyorum dedim.
Cüzdanı eline verdim.
Bu ne kadar para imiş, aferin sana simitçi dedi.
Dedi ama yanındaki polis ne kadarını aldın ulan dedi.
Hemen komiser amca ulan sensin, buraya parayı getiren çocuk içinden alır mı?
Allah bana böyle evlat versin dedi.
Hemen ifademi aldı.
Babamın adresini sordu.
Babama telefon ettiler. Babam geldi, karşıdan gördüm.
Hemen ayağa kalktım, gelir gelmez bana tekme tokat atmaya başladı. Senin karakolda ne işin var.
Buralarda mı göreceğiz diye, dövdü.
Hemen komiser amca müdahale etti.
Niçin dövdün diye babama çıkıştı.
Babam, komiser bey, şimdiye kadar buranın yolunu ben bilmem, bunun ne işi var burada dedi.
Komiser bey, bir cüzdan para bulmuş, onu da bize getirmiş, sahibini anons ettik.
Boştan yere çocuğu dövdün dedi.
Paranın sahibi geldi.
Komiser bey, ev alacaktım düşürmüşüm Allah razı olsun çocuktan, temiz süt emmiş belli dedi.
Fakat komiser bu çocuğa bir harçlık vereyim dedi.
Babam, hayır, paranın hayrını gör dedi.
Adam, yahu insanlık öldü mü çocuğa elbise, ayakkabı. Gömlek al dedi.
Gittik konfeksiyona amca iyisinden elbise, ayakkabı aldı.
Çok sevindim ama öğlen olmuştu.
Simit elimde kaldı.
Amca bu simidi kime satayım dedim.
Amca karakola götür orada herkese dağıt, aha parası dedi. imidin parasını aldım ve karakola gittim. Simidi dağıttım. Üç ay sonra bayram olmuştu. Elbiseleri giydim, elimi cebime soktum, ne göreyim, bugünün iki bin lirası para.
Cebimde babam para olmaz dedi.
Parasını bulduğum adam cebime gizliden koymuş.
Bu parayı babama göstermeden harcayıp, bitirdim.