Devletin şekilleri Monarşi ve Cumhuriyet olmak üzere ikiye ayrılır. Hükümet sistemleri Parlamenter sistem, Başkanlık sistemi, Yarı başkanlık sistemi olmak üzere 3’e ayrılır. Dünya’da 300’den fazla ülke vardır ve her devletin benimsediği bir sistem vardır, sadece 43 ülke hala monarşi ile yürütülmekte. Ve hepsinde istisnasız parlamenterizm mevcut. Siyasal sistem tartışmaları bir dönem Türkiye’nin gündemi olmuştur. Cumhuriyet kuruldu kurulalı parlamenter sistem ile yürütülmüş bir ülke olarak, bu sistemin yörüngesinden çıkıp başkanlık ya da yarı başkanlık olarak köklü bir değişime mi gitmeliyiz, ya da parlamenter sistemi revize edip devam mı etmeliyiz gibi sorularla meşgul olmuştuk. Parlamenter sistem düalist yapıdadır, yürütme organı çift kanattan oluşmakta idi yani. Bir tarafta devlet başkanı diğer tarafta bakanlar kurulu. Bakanlar kurulu da kendi içinde Başbakan ve Bakanlar olmak üzere 2’ ye ayrılır. Devlet başkanı, devletin şekline bağlı olarak belirlenir şöyle ki Monarşi varsa devlet başkanı kral olur. Devletin şekli Cumhuriyet ise devlet başkanı TBMM tarafından seçilir. Ayrıca aynı kişi hem yasamada, hem yürütmede görev alabiliyor olması mümkündür. 21 Ekim 2007 tarihinde halk oylamasıyla kabul edilen Anayasa Değişikliği, Türkiye’de Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngörmüştür. Ancak 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, halk tarafından değil, 28 Ağustos 2007 tarihinde TBMM tarafından seçilmiştir. 12’nci Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 10 Ağustos 2014 günü halk tarafından seçilmiştir. 12’nci Cumhurbaşkanının göreve başlaması ile birlikte (28 Ağustos 2014) Türkiye Cumhuriyeti saf parlamenter sistemi olmaktan çıkıp, yarı başkanlık sisteminin özelliklerini taşır hale gelmiştir. Yarı-başkanlık sistemi içerisinde, parlamenter sistemden farklı olarak devlet başkanını halkın seçmiş olması onun dışında çoğu özellikleri parlamenter sistemle aynı. Bu yüzden yarı-başkanlık sistemi değil de yarı-parlamenter sistem denmelidir. Ancak her nedense, “yarı-başkanlık sistemi” denmiştir. 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren Türkiye’nin hükümet sistemi yarı-başkanlık sistemi olmaktan çıkmış, türü kendine özgü bir hükümet sistemi haline gelmiştir.
Türkiye kendine uygun olan sistemi bulduğunu düşünüyorum. Daha önce kaleme aldığım 1982 Anayasası ve söz konusu olan değişimi adlı yazıda bahsettiğim gibi, bir halk, her zaman anayasasını gözden geçirip, düzeltme, ıslah etme ve değiştirme hakkına sahiptir. Bu kuşak gelecek kuşakları kendi yasalarının hükmü altına alamaz. Condercet.
1982 Anayasası tamamen parlamenter sistemin özelliklerini taşıyan bir anayasadır. Şu anda Türkiye’de Başkanlık sistemi kullanıldığına göre başka sisteme uygun şekilde hazırlanmış anayasanın değiştirilmesi doğru bir karar olacaktır.
Cumhuriyet milletin hâkimiyetine dayanan yönetim biçimi, ancak parlamenter sistemde çoğu kavram birbirine karşı geliyor. Hem milletin hâkimiyeti diyeceksin hem de devlet başkanını millete seçtirmeyeceksin, evet devlet başkanını milletvekilleri seçiyor. Vekilleri millet seçiyor ama devlet başkanını doğrudan seçemeyen bir cumhuriyet var, kavram anlamlarına bakılırsa yakışıksız bir durum.