Fert ve toplumların maddi ve manevi alanda ilerleme ve yükselmelerini sağlayan unsurların başında ilim, bilgi ve bunların öğretimi gelmektedir. Bu sebeple dinimiz okuma, öğrenme ve bilgi ile hareket etmeye büyük önem vermiş, hikmeti mümin bir kimsenin yitiği olarak görmüştür.
Yüce Rabbimiz, insanlıkla son peygamberi olan peygamber efendimiz (s.a.v.) vasıtasıyla kurduğu ilk iletişimde sözü “oku” emriyle başlatmış ve “kalemle yazma”nın önemine dikkat çekmiştir(Alak1,3). Yine dinimiz yaratılış, insaniyet ve sorumluluk bakımından tarağın dişleri gibi eşit gördüğü insanları bir taraftan “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”(Zümer, 9), “Allah içinizden iman edenlerle, ilme nail olanların derecelerini yükseltir.”(Mücadele,11), “Bilmediğin şeyin peşine düşme...” (İsra,36) gibi ayeti kerimelerle bilgi ve bilme yönünden övüp yüceltmiş, diğer taraftan “sakın cahillerden olma” (Enam,35), “Cahillerden yüz çevir” (Araf,199) gibi birçok ayet-i celile ile de cehalet ve bilgisizlikleri yönüyle eleştirmiştir. Zira ilim ve hikmet insanoğluna verilmiş en üstün payelerden birisidir. Bu yönüyle insan meleklere tercih edilmiş, yeryüzünün seçkini sayılmıştır. K.Kerim bu duruma: “Ve O (Allah) Adem`e her şeyin ismini öğretti. Sonra onları Meleklere gösterip; Haydi sözünüzde doğru iseniz bana şunların isimlerini söyleyin buyurdu.(Melekler) : Rabbimiz , seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, bizim senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Şüphesiz sen bilen, hüküm ve hikmet sahibisin dediler.(Allah) : Ey Adem bunları onlara isimleri ile sen haber ver buyurdu. Bu emir üzerine Adem onlara isimleri ile bildirince, (Allah): Size göklerin ve yerin gayblarını bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizlediklerinizi de ben bilirim demedim mi?”dedi.(Bakara, 31-33) ayetleri ile dikkat çekmiştir. Peygamber Efendimiz de ilk vahyi aldıktan sonra Mekke de Erkam’ın(r.a.) evini, Medinede ise, hicreti müteakip inşa ettiği Mescid-i Nebinin bir bölümünü eğitim öğretim için tahsis etmiş, bu mekanlar islam’ın ilk ilim ve hikmet merkezleri olmuştur. Aynı şekilde Bedir savaşında esir alınanların serbest bırakılmalarının on Müslüman çocuğa okuma- yazma öğretmelerine bağlanması da bu amaca matuftur. Peygamber efendimiz de, “Ben muallim olarak gönderildim.”(İbni Mace,Mukaddime,17) buyurmak suretiyle, gönderiliş amacını öğretmenlik olma payesi ile izah etmiştir.
Okumak, öğrenmek, bilgi sahibi olmak insanın en fıtri ihtiyaçları arasında yer alır. Maddi bünyenin her gün yeme, içme, hava ve suya ne kadar ihtiyacı varsa, manevi bünyeyi oluşturan ruh, akıl ve kalp içinde bilgi, hikmet ve bunlarla yapılacak ibadete o kadar ihtiyaç vardır. Her nefeste aldığımız oksijen hücrelerimize ulaşıp, bize nasıl canlılık veriyorsa, öğrendiğimiz her yeni bilgide ruhumuzu dinçleştirip canlandırmaktadır. Bu sebeple her geçen günün yeni bir bilgi ve olgunlukla sona ermesi için, hayatın bütün safhalarının öğrenmeyle geçirilmesi kaçınılmazdır. Bu gerçekten hareketle dinimiz, öğrenimin ana karnında başlayıp mezara kadar devam ettiğine dikkat çekmiştir. Peygamber efendimiz de, gıpta edilecek kimseleri sayarken: “ Allahın kendisine mal verip de, o malı Allah yolunda harcamaya muvaffak kıldığı kimse ile kendisine ilim verip de, o ilim ile amel etmesini ve onu başkasına öğretmesini nasip ettiği kimse” (Buhari, ilim, 15) şeklinde açıklamıştır.
İlmi öğrenme ve yaymanın güzelliği, onu hikmet süzgecinden geçirmek suretiyle insanlığın faydasına olacak şekil ve yerlerde kullanmakta saklıdır. Bu sebeple bilgi ve onun öğretildiği eğitim öğretim yuvalarımızı; daha çok para, makam ve mevki kazandıran yerler olarak görmek yerine bilgi, ahlak, terbiye ve görgü öğreten iyi ve faydalı insan yetiştiren yerler olarak görüp buna uygun hale getirelim. . Dünya malının harcadıkça azaldığını, bilginin ise harcandıkça çoğaldığını, gerçek şerefinde ilim ile elde edileceğini de unutmayalım. Bilvesile, din ve ahlak eğitimi başta olmak üzere, eğitimin her bir kademesinde görev yapıp yavrularımızı ilim, bilgi, görgü ve ahlak ile tezyin ederek hayata hazırlayan öğretmenlerimiz ve tüm eğitim camiasının, öğretmenler gününü tebrik eder, sağlık, sıhhat ve afiyet dilerim.