Yer altı Madenleri, verimli toprakları ile kaplıcaları ve tarihi ören yerleri itibariyle Yozgat önemli bir şehir konumundadır. Galatlara başkentlik etmiş olan Tavium (Buyüknefes) Harabeleri kazı çalışmalarını bekliyor. Hititlere Başkentlik etmiş olan Hattuşaş şehrimiz yanı başımızda. Tarihe tanıklık eden Kerkenez dağı İlimizin toprakları içerisinde, Roma döneminden beri kullanılan tarihi hamamlarımız halen hizmette. Tarihi ören yerlerinden nereyi el atsanız oradan tarihi eserler ve tarihi dokular fışkırıyor.
Çeşka Kalesi ve yer altı şehri ile ilkçağ dönemine ait yerleşim alanlarıyla Yozgat nerede ise tarihi doku kokuyor. Ancak
biz bugüne kadar bu tarihi dokudan yeterince istifade edebilmiş ve turizme kapı aralayabilmiş değiliz.
Tarihi Kerkenez Dağı: Tarihe tanıklık eden bu kayıp şehrin kalıntıları bugün yer yüzüne çıkarılıyor. Lidya Kralı ile Pers hükümdarı Büyük Keyhüsrev arasında MÖ.540 yılında meydana gelen savaşta Kerkenez’in yağma edilerek yakılıp yıkıldığı biliniyor. Güneş tutulması ile karanlığa gömülen Kerkenez’in en hakim noktasında tarafların “Tanrı savaşmamızı İstemiyor!” diyerek savaşı bıraktıklarını ve savaşmaktan vazgeçtiklerini biliyoruz.
Tarihe tanıklık eden bu olayın yıllarca efsane gibi anlatılıp dillendirildiğine şahit oluyoruz.
Bölgede uzun yıllar kazı çalışmaları devam ediyor yeni yeni tarihi bulgular elde ediliyor. Buradan çıkarılan tarihi eserleri korumaya alıp adeta o günlerin anısını yeniden yaşamaya çalışıyorlar.
Yozgat Arkeoloji müzesinin yapılamamış olması önemli bir eksiklik olarak gözüküyor. Kerkenez Dağından çıkarılan bu tarihi eserler ile Büyük Nefes bölgesinde ortaya çıkarılan tarihi kalıntıları maalesef koruyabilmiş, belirli bir noktada sergileyebilmiş değiliz. Bu eserleri Arkeoloji Müzesinde değerlendirilmeyi, sergilenmeyi bekliyoruz.
Kazı çalışmalarının zaman alması sebebiyle Kerkenez Dağında ve Büyük Nefeste çıkarılacak tarihi eserlerin sergilenmesi yıllarımızı alacaktır. Gönül arzu ediyor ki; tarihi eser ve tarihi ören yeri itibariyle dikkatleri üzerine çeken Yozgat yöresi turizmde kendine düşen payını da alsın. Sözünü ettiğimiz bu müzeler Yozgat turizmini canlandıracaktır. Bunu defalarca yazdık gündeme taşıdık, taşımaya da devam edeceğiz.
Sarıkaya Kaplıcalarında kazı çalışmaları yapıldı. Tarihi kaplıca gün yüzüne çıkarıldı. Yerköy Uyuz Hamamı da kendi kaderiyle baş başa bırakıldı. Şifalı suları ile ünlü olan Yerköy kaplıcaları bugün için kayıp şehit konumundadır. Kazı çalışmaları ve sondaj çalışmasını beklemektedir.
Yozgat ve yöresi her konuda ihmal edildiği gibi tarihi mekân olarak da ihmal edilmiştir. Çıkarılan eserler oraya buraya serpiştirilmiştir. Ciddi anlamda bir kazı çalışmasının yürütülememesi tarihi mekanların üzerini örterek küllenmesine hatta talan olmasına neden olmaktadır.
Yozgat tarihi ve turizm değerleri itibariyle üç noktada yeniden ele alınmalıdır. Birincisi yer altı madenleri itibariyle, İkincisi kaplıcaları itibariyle, Üçüncüsü de tarihi ören yerleri itibariyle....
Biliyoruz ki, bunların ortaya çıkarılması zaman alacaktır. Turizm değerleri ve kaplıcalarının değerlendirilmesi hususunda birçok yazı yazdık. Sonuç paraya, ödenek çıkarmaya kalıyor. Kaplıcalarımız değerlendirecek, modern tesisler kurulacak yatırımcı lazım.... Tarihi mekanlar gün yüzüne çıkarılacak, para, ödenek, zaman lazım.... Madenlerimizi çalıştırmamız içinde yatırımcı ve sanayici lazım....
Bu konuyu biliyorsunuz ki defalarca gündeme taşıdık: Yozgat’a mutlaka bir arkeoloji müzesi kurulmalıdır dedik. Tarihi mekanlarımızdan bazılarına da açık hava müzesi kurulabilir diyoruz..Turizm açısından bu oldukça önemelidir. Şehir Müzesi ve Şehitler Müzesi de Yozgat turizmine bir canlılık getirecektir. Temiz havası, soğuk suları, serin yaylaları, Çamlık Milli Parkı ve Çapanoğlu Camisi ile Tarihi konaklarıyla Yozgat turizme kapı aralayacaktır. Diyoruz ki: İlimizin tanıtıma ve yatırıma ihtiyacı var...