Almanyanın üniversite şehri olan Kuzey Almanyanın Aachen şehrinde yaşarken tanıdığım, gönül insanı Aachen Türk Merkezi üyelerinden şair yazar Ramazan Alp, yayınladığımız Aktüel Gazetemizde şiirleriyle köşe yazılarıyla uzun yıllar okuyucusuyla buluştu. Aktüel Gazetemizin düzenlediği şiir yarışmasınada katılan Ramazan Alp, yüzlerce şairin katıldığı şiirlerin içerisine jüri Ramazan Alp’in “Anam” şiiriyle birincilik ödülüne laik görüşmüştü, Ödülünü Geçtiğimiz yıll Korana hastalığı sonucu hakka uğurladığımız rahmetli Ozan Yusuf Polatoğlu’nun elinden almıştı. Yayınlanmış şiir kitaplarında bulunan Ramazan Alp, Almanya’ya veda edip, Türkiye’mize kesin dönüş yaptı. Bursa şehrimize yerleşti. Bursa da yayınlanan gazetelerde yazılar yazan şair yazar Ramazan Alp, Kısa adı Bildef olan Bursa ili dernekler Federasyonu genel başkanlığını uzun yıllardan beri sürdürmektedir. Uzun yıllar bizden ayrı kalan kardeşim meslektaşım Ramazan Alp’le röportaj yaptık.
1- Avrupa’ya İşçi göçünün 62.Yılını geride bıraktık. Almanya da bulundunuz burayı tanıdınız.Türk işçi Göçünün değerlendirmesini yapar mısın?
62 yıl… Dile kolay… Bir ömür demek. Ayrılık demek, hasret demek, gurbet demek. Umutlarını, hayallerini, sevdalarını valize koyarak yad ellere göç eden insanların hikayesi demek.
Her insanın ömründe bir göç vardır muhakkak. Avrupa’ya İşçi göçü çok ağır, çok farklı bir göçtür. İnsanın bir yanının eksik bir yanının yaralı olduğu hüzün, sancı, vuslat, gözyaşı dolu çileli bir hayattan ibarettir.
Bu 62 yılın 12 yılını bende iliklerime dek yaşadım. Ancak, Bir türlü alışamadın, Bülbülü altın kafese koymuşlar, “ah vatanım” demiş” misali sonunda Avrupa’dan kesin dönüş yaptım…
2. Dünya Savaşı’nda yerle bir olan ve iflas eden Avrupa’nın yeniden küllerinden doğması ve kalkınmasında İşçi göçü önemli etki etmiştir. Çünkü çalışan, üreten ve risk alabilen Türk insanı Avrupa sanayisinin ekonomisinin ve ticari hayatının canlanmasında ve bu günlere gelmesinde önemli bir role sahiptir.
Bakınız biz Türkler orta Asya’dan göç ederek Anadolu’yu yurt edinmiş bir milletiz. 62 yıl önce de Anadolu’dan da göç ederek Avrupa’yı yurt edinmeye başlamışız. O dönemlerde Avrupalıların Türklere ve İslam’a bakış açıları çok farklıydı. Bu işçi göçü hem bu algıları yıktı hem de İslam’ın yayılmasına etki etti. Bir anlamda “tebliğ” görevi yaptı. Mescitler, camiler yapıldı. Birçok Avrupalının İslam’la şereflendiğine şahitlik ettik. Bugün Avrupa coğrafyasında önemli bir nüfusumuz var, küçümsenmeyecek bir etkimiz var.
2- Geleceğimiz olan gençliğimizin bugünü ve yarınını nasıl görüyorsunuz?
Bakın Alp Arslan’lar, Fatih’ler, Atatürk’ler de bir zamanlar milletimizin gençliği idi. Bunlar ülkeler fethettiler, çağ kapatıp çağ açtılar, devrimler yaptılar. Tarihlerde olduğu gibi günümüzde de istikbal gençliğimiz üzerinde şekillenecektir.
Bizler üreten bir milletiz. Tarih boyunca gittiğimiz her yerde üreten ve katkı sunan bir toplum olmuşuz. Bugün Avrupa’nın ekonomisinde, siyasetinde, edebiyatında, kültür ve sanatında basın ve medyasında önemli bir payımız var, katkılarımız var. Bunlar çoğalarak artmalı ve gençliğimizin sesi Avrupa topraklarında daha gür olmalıdır.
Gençliğinden umudunu kesen toplumlar çökmeye mahkum olurlar.
Bu yüzden gençliğimize güvenmeliyiz. Onların önünü tıkayan değil önünü açan bireyler olmalıyız. Bizim yaşadıklarımız ve tecrübelerimiz onların ışığı olmalı.
Bu bağlamda gençlerimizden umutluyum. Onlara her zaman güveniyorum. Geleceğimizin onlarla şekilleneceğine inanıyorum. Bize düşen onlara yol göstermek, ışık tutmaktır.
3- Gurbetteki ailelere ve gençlere bir eğitimci gözüyle neler tavsiye edersiniz?
İnsan; kendisinin veya atalarının doğduğu yere olan aidiyetini unutmadan, doyduğu yeri de özümsemeli ve bu iki yer arasında bir köprü vazifesi görmelidir. Bir yandan Kendi kültürel değerlerimizi yaşatırken bir yandan da yaşadığımız coğrafyanın kültürü ile entegre olmalıyız. Her iki medeniyetin mirasına, milli, manevi ve ortak değerlerine sahip çıkmalıyız.
Çok kültürlü bir coğrafyada yaşamanın bizlere yüklediği sorumluluk gereği zenginliklerimizi bir araya getirip kaynaştırmalıyız. Ortak değerlerin güçlendirilmesi, kültürler arası anlayışın oluşturulması ve daha iyi bir toplum idealinin hayata geçirilmesi için çalışmalar yapmalıyız.
Düşünen, fikir üreten, projeler geliştiren ve hayatın birçok alanında aktif görevler üstlenen bireyler olmalıyız. Anavatan dan ziyade yaşadığımız yerlere odaklanmalı ve asimile olmadan kendi varlığımızı ayakta tutmalıyız.
Gurbette yaşayan ve oraları vatan yapan tüm vatandaşlarımız bu minval doğrultusunda hareket ederse bence ortada hiçbir sorun kalmayacaktır.
4- Bir gurbet hatıranız var mı?12 yıl az bir zaman dilimi değil. Almanya’da bir yandan işçi olarak fabrikalarda çalışırken, bir yandan ek bir işte çalışıyor bir yandan da gazetecilik yapıyordum. Edebiyatla uğraşıyor, şiirler, köşe yazıları yazıyordum. Gençliğin verdiği enerji ile bazen günde 4 saat uyku ile yetiniyordum. Bu arada birçok hatıra biriktirdim.
1996 yılında ilk şiir kitabım Dünya’ya Farklı Bakış yayınlanmıştı. O kitabımda daha önce Aktüel Dergisi şiir yarışmasında 1. olan anne sevgisi, gurbet, hasret temalı “Anam” isimli şiirim vardı. İşyerindeki bir arkadaşıma kitabımı hediye etmiştim. Ertesi gün arkadaşım geldi ve dedi ki!
- Sen ne yaptın be arkadaş! Hanım akşam kitabı eline aldı Anam şiirini okuyunca kitabı alıp bir odaya kapandı sabaha kadar ağladı. Odanın kilidini açmadı ben de salonda kanepe de yatmak zorunda kaldım.
Yine bir başka gün bir arkadaşımla Aachen Türk Merkezi’nde çayımızı içerken kitabımı aldı Anam şiirini okudu. Bir ara gözlerinin dolduğunu gördüm sonra hüngür hüngür ağlamaya başladı.
İlk nesillerin bedenleri Avrupa’da ruhları Türkiye’de idi. Türkiye ismi bir yerde geçince yüreklerinin liflerine dokunuluyor gizli gizli ağlayanlar oluyordu. Mektuplar, şiirler, yanık gurbet türkülerinde kelimeler kifayetsiz kalıyor, gurbetçilerin gözleri bir sel gibi boşalıyordu.
5-Eklemek istediğiniz bir konu var mı?
İlk şiir ödülümü Anam isimli şiirim ile Aktüel Dergisinin düzenlediği şiir yarışmasında aldım. İlk köşe yazılarımı Aktüel Dergisinde yazdım. İlk şiir kitabımın çıkması Aktüel dergisinin katkıları ile oldu. Bu vesile ile Aktüel Dergisi ve Doğan Tufan ismi bende özel bir yere sahiptir.
Bugün yine bir ilke imza atarak yıllar sonra Avrupa da ki kardeşlerimizle, dostlarımızla bizleri buluşturduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Avrupa da ki tüm gurbetçilerimize selamlarımı iletiyorum.
Bize zaman ayıran kıymetli bilgilerini bizimle paylaşan. Şair yazar Ramazan Alp kardeşim çok teşekkür ediyorum.