İnsanları; “Önemli kişiler, önemsiz kişiler” diye sakın sınıflandırmaya kalkmayın. İster çöpçü olsun, ister bir şirketin genel müdürü olsun, sizin için herkes önemlidir...
Hiç şüphesiz, Allahü teâlâ insanları medenî olarak yaratmıştır. Topluluklar hâlinde yaşamak zorundadırlar.
Topluluk hâlinde yaşayınca da, aralarında insani ilişkiler olacaktır. Bu ilişkiler ne kadar seviyeli olursa, insanlar birbirlerini üzmezlerse, birbirlerine sıkıntı vermezlerse, o toplumda huzur olur. Herkes, “Karşımdaki insanı nasıl memnun edebilirim, onu nasıl sevindirebilirim” diye düşünmelidir. Bunun için işte size birkaç püf noktası:
Takdir ve tebrik etmekte cimri davranmayın. İnsanların, yaptıklarından dolayı onları takdir edeceğinizi bilmelerini bir kural hâline getirin. Bu bakımdan bir kişi, dikkate alınmadığı hissine asla ve asla kendini kaptırmasın. Takdir etmeyi, sıcak ve samimi bir gülümseme ile uygulayın. Bir gülümseme, başkalarının, onları fark ettiğinizi ve onlara saygıyla yaklaştığınızı hissetmelerini sağlar...
Dürüst, kendinize has tavırlar takınarak, insanları takdir edin. İnsanlar kendine mahsus tavırlar ile büyür ve gelişir. İnsanlar her yaşta övülmenin, takdir edilmenin özlemini duyar. Kişi iyi iş yaptığı ve önemli birisi olduğu konusunda temin edilmek ister. Övgüyü, sadece büyük başarılar için saklamanız gerektiğini sanmayın. İnsanları; görünümleri, rutin işlerini yapma tarzları, fikirleri, yardımseverlikleri gibi küçük şeylerle ilgili olarak da takdir edin...
İnsanları; “Çok önemli kişiler, önemli kişiler, önemsiz kişiler” diye sakın sınıflandırmaya kalkmayın. İster çöpçü olsun, ister bir şirketin genel müdürü olsun, sizin için, istisnasız herkes önemlidir. Bir insana ikinci sınıf muamelesi yapmak, size birinci sınıf sonuçlar kazandırmaz...
“İnsanlarla iyi geçinmek, onları memnun etmek, onlara hizmet etmek karın doyurmuyor. Parasız yaşanmaz” demeyin. Bunlar para kazanmaya mani değildir. Üstelik böyle davranışlar, daha çok kazanmaya vesiledir. Nasıl mı? Siz, “Önce hizmet” düsturuna sahip olun. Yani önce vermeyi öğrenin. Vermeden almaya kalkmayın...
Para kazanmak ve refah içinde yaşamak çok tabiî ve arzu duyulan bir şeydir. Çünkü para güçtür. Bu sebeple insanları, “Önce para” tutumu içinde görürsünüz. Yine de bu düşünce içindeki insanların çok paraları yoktur. Neden? Çünkü, “önce para” tutumunda olan insanlar, o denli “para merkezli” olmuşlardır ki, para yetiştirecek tohumları ekmeden, paranın toplanamayacağını unuturlar... “Paranın tohumu” da hizmettir. Önce hizmeti, insanlara faydalı olmayı düşünün! Böyle olursa, para kendiliğinden gelecektir...