KÜLTÜRÜMÜZDEN SÜZÜLEN İNCELİKLERİMİZDEN

#SADAKATAŞI

Infak etmeyi emreden , infak ederken de nezaket göstermenizi isyeyen bir dinin mensuplarıyız.

Kur 'an-ı Kerimin bir çok ayetinde Yüce Yaratan bizlere rızık olarak verdiklerinden infak etmemizi emreder.

Daha Kur 'an- ı Kerim 'in ilk süresinin başlangıcında müminlerin vasıfları sayılırken " Onlar gayba inanırlar, namazlarını dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler ..." ( Bakara 2 ) denilmektedir.

Peygamberimiz de " veren el , alan elden üstündür. " demiştir. Vermenin de üslubunu " sağ elin verdiğini sol el görmeyecek...." şeklinde ifade ederek , nazik ve alanı incetmeyecek bir yol belirlemiştir.

Islamı son derece özümseyen ecdadımız da ayet ve hadislerin ışığında bir medeniyet oluşturmuşlar , başta Anadolu olmak üzere bugün " gönül coğrafyamız " dediğimiz Balkanlarda , Kafkaslarda , Türkistan da , Afrikada " sadaka taşları yaparak ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını giderme yoluna gitmiştir.

Şehirlerde meydanlarda , önemli koşebaşlarinda sadaka taşı oluşturmuşlardır.

Kendine verilen rızıklardan fakirlerin ihtiyaçlarını gidermek isteyen zenginler buraya parasını kor; fakir de genellikle kimselere görünmeden buradan ihtiyaç duyduğu kadar parayı alırmış. Bazen sadaka taşında bırakılan para ihtiyacı olan çıkmazsa günlerce beklermiş..

Kökeni Selçuklulara kadar uzanan bu guzel yardım şekli özellikle Türklerin hakim olduğu bir çok coğrafyada uygulanmıştır. Fakir insanları rencide etmemek için düşünülmüş bir model olan sadaka taşı medeniyetimizin ne kadar ince düşünceli bir anlayışa sahip olduğunu da gözler önüne sermektedir..

Sadaka taşı uygulaması

Osmanlılar döneminde daha da yaygınlaştırılmıştır. Bu uygulama ile yardım yapan ile alan birbirini görmez, tanımaz ve bilmez. Alanın mahcubiyetten, verenin ise riya ve gösterişten uzak durması beklenir.Biz ne güzel bir milletiz