Çitittikçe bozulan ve laşkalaşan bir anlayışımız türedi: her şeye rağmen para kazanmak hizmet ve kaliteye önem vermemek. İş ahlakı, hizmet ahlakı, insana saygı ve hürmet duygusu yok oldu denilebilir. Bu Yozgat’ta çok daha net görünür hale geldi ne hikmetse?...İnsana saygı, iş ahlakı, müşteriye düzgün davranma ve aldığı işi doğru dürüst yapıp helal ettirme gibi bir düşünceyi tamamen terk etmiş durumdayız. “ Müşteri haklı” düşüncesi gitti artık; her şeye rağmen :”Ben haklıyım” düşüncesi geldi. Birbirimize saygı ve hürmet kalmadı dersem yanlış ifade etmiş olmam!..

Birisinin bir yanlışını görün, uyarın bakalım ne olacak? Ben söyleyim: karşı taarruz, münakaşa ve ardından kavga hatta silahlı bıçaklı yaralama!.. Biz bu kadar mı tahammülsüz saygısız kaba hale geldik Allah aşkına? İnsana saygı, hoşgörü, anlayış ve kardeşlik duygularımıza ne oldu? Herkeste bir öfke, sinir, stres ve asabiyet duygusu: Bir birimize derdimizi anlatamıyoruz yahu!.

O hale geldik ki: artık bir birimize güvenimiz itimadımız kalmadı; her şeye endişe ve şüpheyle yaklaşır hale geldik; Allah sonumuzu hayreylesin. Makam ve mevki uğruna, çok para kazanma uğruna girmediğimiz kılık, atmadığımız takla yok: hatta yalanın bini bi para kime nasıl inanacaksanız? Güvendiğiniz dağlara kar yağıyor artık.

Her şey paramı, evet her şey para artık; her şey makam mevki mi, öyle her şey makam mevki uğruna... Eskiden hatırlayın ne derlerdi: Müşteri daima haklıdır; buyur dükkan senin kurban olsun! Ne hoş ne samimi ifadeydi bu? İnsanlarla güzelce konuşur anlaşır ve sıcak muhabbet ederdik. Adam işinizi yapmak için seferber olur sizi memnun uğurlamak için çaba sarfederdi.

Şimdi insanların umrunda mı yaptığınız işi beğenmiş beğenmemiş, memnun olmuş olmamış! Hatta insanlar helalleşirdi: Hakkını helal et baba dercesine... Şimdilerde hey gidi günler hey: İster işi beğensin ister beğenmesi, ister mal kalıteli olsun isterse bozuk kimin umurunda her şey para için...

Sahi her şey para için mi olmalı? İnanan bir müslüman ve vatansever olarak ifade etmek gerekirse: asla her şey para için, her şey makam ve mevki için olamaz ! Buna ne dinim ne de vicdanım cevaz vermez. Bu olsa olsa inançsız materyalist düşüncenin ürünü olabilir. Bizim kitabımızda bu yazmaz; bizim kitabımızda insana saygı, iş ahlakı ve dürüst çalışma düsturu vardır. Her şey para, her şey makam mevki değildir!..

Böyle düşünenler insanlar her iki dünyada da rezil ve rüsvay olacak insanlardır. Çünkü kazanılan haram ve haksız para- mal onun diğer tarafa götüreceği ateşdir! Mevki- makam da : “Ateşten gömlek!” kendini bilenler için. Para mal ve mevki- makam bizi kurtarır mı dersiniz? Böyle düşünenler varsa temennimiz arada mezarlıkları dolaşsın ya da cami önüne tabutla gelen insanın halini düşünsün! Çok şey anlatır ona !..

Diyeceksiniz ki: para kazanmayalım mı, mevki- makam sahibi olmayalım mı? Kazanın da; olun da ama helalinden dürüstçe... İnsana hizmeti Hakka hizmet anlamında kazanır ve devam ettirirseniz işte o zaman hem hayatı hem de ebedi huzuru kazanmış olursunuz. Hayat kutsal; Hakka ve İnsana hizmet de asıl olanıdır... Gerisi boş: Yusuf Emre özetlemiş ya: Mal da yalan mülk de yalan, gel biraz da sen oyalan!...Malın, mülkün, hizmetin kutsalı: Hak ve halk uğrunda harcanmış olanıdır vesselam !