3 Şubat 2022 Perşembe günü CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka nın organize ettiği Kadın İstihdam Buluşması adlı bir etkinliğe katıldım. Sabah 9.00 da başlayan program saat 18.00 a kadar devam etti. Çok özel kadın konuklar vardı. Bizlere yaşadıkları gerçekleri anlatıyorlardı. Bunlardan biri Nevşehir den gelen tarım işçisi Türkan Oğuz du. Türkan Hanım anlatıyor; “ Çalışmadığımız gün açız sabah saat 5,00 da işe gider akşam saat 6.00 a kadar sadece 120 tl ye çalışırız. Eskiden tarlada çalışırdık şimdilerde Türkiye de tarım bittiği için patates depolarında çalışıyoruz. Bizde maden işçileri gibiyiz. Kapalı bir yerde ne olacağımız belli olmadan sosyal güvencesiz çalışıyoruz kimsenin bizden haberi yok. Her yerimiz ağrıyor ama çalışmak zorundayız. Eşimin Bağkuru var ama o ceketini alıp bizi bırakıp gittiğinde ne yapacağımı bilmiyorum. O zaman bize ne olacak kim bakacak benim durumumda o kadar çok kadın var ki… Bizlerin kendimizi koruyacak ve yaşatacak bir sigortamız bile yok “diyor. Başka genç bir kızımız da işçi olarak çalıştığı otomotiv sektöründen sendikaya üye olduğu için yüzlerce arkadaşı ile iş den çıkarılmış Zahide Söğüt… “Eşit işe eşit ücret alamadıklarını erkeklerle aynı işi aynı sürede yaptıkları halde aynı parayı alamadıklarını, hakkını ve diğer kadın arkadaşlarının hakkını almak için onların sözcüsü olarak buradayım“ diyordu. Başka bir kadın Hatun Hanım 1.5 yıl önce iş kazasında ölen kardeşinin hakkının savunucu olduğunu söylüyor. “ Bir kadın olarak hukuksal ve adalet anlamında haklarımızı ancak bu süreçte öğrendik ve bu davayı diğer davalar gibi unutturmak istemiyorum.. Adalet talep ediyorum “diyor.
Başka bir kadın Lütfiye hanım bir sağlık emekçisi ama işini yapamıyor. “Çünkü engelli bir çocuğum var. Biz de evlatlarımızın sağlıklı olmasını isterdik. Ama onların geleceği için ve daha iyi yerlerde olmaları için mücadelemize devam ediyoruz. Sosyal Devletin yapması gerekeni maalesef bizler yapmak zorunda kalıyoruz“ diyor. İşte bu örneklerde de gördüğümüz gibi hayatın her alanın da olan ve nüfusun yarısını oluşturan kadınlar istihdam konusunda hep göz ardı edilmiş, gereken özen yıllardır sağlanamamıştır. Bir de çok büyük zorluklarla okuyan ve kurduğu hayallerin peşinden gitmek isteyen kız çocuklarımız var. Onlarda okumuşlar ama onlara hiçbir istihdam imkanı sağlanmadığı için yapmak istedikleri işleri yapamamış, hayal kırıklığı ile evlere ve ev işçiliğine dönmüşlerdir. Bu ülkede çok farklı alanlarda lisans yapmış kadınlar var, işçi kadınlar var, memur kadınlar ya da kendi işini kurma cesareti gösteren girişimci kadınlar var, devlet yönetiminde olan kadınlar var. Her biri farklı alanlarda olmasına rağmen kadına uygulanan şiddet hep aynı kalmıştır. V e kadınlar bu toplumda istedikleri alanlarda istihdam şansını çok az yakalamışlardır. Her zaman her iş ortamında ikincil görünmüş, kendi tecrübelerini ve yeteneklerini kullanma şansları her zaman ellerinden alınmıştır. Toplumda tanımlanan iş alanları sanki sadece erkekler için varmış gibi kadınlara bu alanlarda hiç fırsat verilmemiştir. Bu toplumda kadınlar sadece çocuk doğuran, çocuğa bakan, yaşlıya bakan ve ev işleri yapan kişiler olarak tanımlanmıştır. Ve bu işleri aksatmayacak olan mesleklere yöneltilmişlerdir. Kadınlar öğretmen olabilir, terzi olabilir, yemek üzerine bir yerde çalışabilir, sezonluk tarım işçisi olabilir, ev temizliğine gidebilir. Bunları yaparken de mümkünse evdeki vazifelerini de ihmal etmemelidirler.
Bir kadının üst düzey yetkili olma fikri bu toplumda çok zor kabul edilen bir şeydir. Bir kadının şirket sahibi olması, özel sektörlerde yönetici olması , bir bilim insanı olması, bir cerrah ya da uzay bilimci olması, mühendis olması, bir kadının Vali olması, Kaymakam olması, Belediye Başkanı olması, Milletvekili olması Başbakan ya da Cumhurbaşkanı olması olası bile değildir. Toplumumuzun kadınlara biçtiği bu roller ve meslekler kadının gelişimini, değişimini ve ülkeye katabileceklerinin önündeki bir engeldir.
İşte bunu gören kadın örgütleri; sivil toplum kuruluşları, sendikalar , kadın adayları destekleyen sivil toplum kuruluşları. Kadınların ekonomik anlamda güçlerini sağlamaları için kurulan Kadın kooperatifleri ve kadın başkanları , İş kadınları dernek temsilcileri, üniversiteli kadın dernekleri , kadın avukatlar ın olduğu sivil toplum kuruluşları, sakatlar konfedarasyon kadın başkanları, kadın muhtarları , kadın milletvekilleri, kadın belediye başkanları il ve ilçe kadın kolları vs gibi bir kadın gücü ve dayanışması hepimiz için değişimin ve gelişimin habercisidir. Ve bu örgütlü kadın hareketi toplumumuz için umut vadedicidir. Ve onlar diyor ki; kadın çalışırsa toplum değişir . Kişi başına düşen gelir yükselir. Türkiye her alanda çok daha hızlı büyür. Toplumda, değerlerde, inançlarda, eşitsizlikte kadınlara, çocuklara yaşlılara uygulanan şiddetin her türünde, çocukların sağlıklı büyümesinde, engelli çocukların mücadelesinde inanılmaz gelişmeler ve değişmeler olur. Kadınların her birinin yeteneğinin ve potansiyellerinin açığa çıkarılması durumunda eğitimde, sağlıkta, ekonomide, sanatta, siyasette ve sosyal hayatta devrim niteliğinde gelişmeler olur. Açlık yoksulluk , her anlamdaki yoksunluk ve mutsuzluk sona erer.
Hepimizin eşit olduğu, hepimizin tok olduğu, hepimizin güvende olduğu, hepimizin özgür olduğu bir Türkiye olur.