Sohbetimize Pazar günü Yozgat ziyareti gerçekleştiren Anayasa Mahkemesi Başkanı hemşehrimiz Sayın Zühtü Arslan’la başlamak istiyorum.
Bir panel vesilesi ile geldiği memleketinde Yozgat’a dair hoş vakit geçirdi, sıla-i rahim yaptı.
Böylesine önemli bir makamda Zühtü Arslan gibi değerli bir Yozgatlı’nın olması bizler adına iki kere gurur vesilesi.
Ne diyelim şahıslarında tüm Anayasa Mahkemesi üyelerine Yozgat’ımıza hoşgeldiniz diyorum.
* * *
Türkiye'de siyaset şekil değiştirirken Yozgat’ta bir değişim beklemek hayalperestlik olmaz sanırım.
Yeni siyasi düzenin adı AK Parti ve MHP’li “Cumhur İttifakı” da olsa, 6’lı masadan oluşan “Millet İttifakı” ya da farklı siyasi cenahlar da olsa fark etmez, siyasetin de siyasetçilerin de çehresi değişecek.
Türkiye'de siyasetin güçlü çehreleri ya bile isteye ya da bir şekilde yeni konjonktürde (kabul görmedikleri için) olmayacaklar.
AK Parti ile başlayan değişim süreci önemli isimleri siyasi tarihin tozlu raflarına kaldıracak.
* * *
Karşılığı olmayan siyasetçiler var ve giderek sayıları artıyor.
Millet artık bu tiplerden bıktı usandı.
Her dönem bir şekilde bir yerlerden çıkmış, makam bulmuş ve ne gariptir ki etkili olmuş isimler.
Bir de bunların yanında popüler olmasına rağmen sisteme ayak uyduramamış olanlar var. Onlar da gidecek, gitmek zorundalar.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son minvalde yaptığı konuşmaları hatırlayarak mevzuu detaylandıralım.
Kucaklayın diyor, halkın içinde olun, hatta hiç siyasete girmemiş ama halk tarafından kabul gören isimlere işaret ediyor. Gidin, onların gönlünü kazanın, AK Parti çatısı altında buluşturun talimatını açık ifadelerle veriyor.
Ama o karşılıksız siyasetçiler ne yapıyor, kafa ‘batan geminin malları hesabında…’
Ayrıştırma, ötekileştirme, bozma, sabote etme, parti misyonu ve insanlık vicdanı ile alay etmeden tutun da her türlü haramzadeliğe kadar var oğlu var.
* * *
Kaçarı yok gidecekler.
Onlar gitmezse şayet partiler gidecek!
MHP için de aynı durum söz konusu. Değişim bir şekilde bünyede hayat bulacak.
MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin duruşu, kararları, değişim rüzgarı önemli. O rüzgar ya getirecek ya da götürecek.
CHP… Kemal Kılıçdaroğlu için de son viraj.
Vereceği kararlar ya virajda ismi ile birlikte partisinin hayallerini değiştirecek ya da bitirecek. İdeoloji partilerinde elbette ki hayaller bitmez, hedefler azalmaz.
Lakin Türk siyaseti artık öyle bir noktaya geldi ki, değişim siyasetin ta kendisinde yaşanıyor. Bu değişime tüm siyasi partiler ayak uydurmak zorunda.
Değişen ekonomik koşullar karşısında bir işletmenin geleneksel kaldığını düşünün, ne getirir ne götürür? Siyaset de tıpkı böyle efendiler.
* * *
Yozgat ile birlikte Anadolu şehirlerinde halkın teveccühünü kazanan isimler üzerinde ciddi çalışmalar yapılıyor. Sessiz sedasız yürütülen kamuoyu araştırmalarında ‘makama aday olanlarla’ yol yürünür mü, “yeni isimlere ihtiyaç var mı” noktasında ciddi bir kara süreci işliyor.
Siyasetin ritüelleri değişirken değişmeyen, tıkalı damar misali bulunduğu bünyeye kriz geçirten tiplere yeni dönemde çok şans verilmiyor.
Ha, yerelde daha önce de yaşadık perdeleme yapılır, genel merkezlere makyajlı bir Yozgat sunulursa, hiç de o vakit yaşanan değişimin hesabını verecek imkanı bulamayacağından habersiz hareket eden cenahlar hala el ovuşturuyor.
Karşılıksız çek misali, artık kağıttan ibaret etkisi olan siyasetçinin ne tür kazanımı olur varın hesabını siz yapın beyler.