Özellikle son 5-6 yıldır, Yozgat’ta futbola dair insanlarda bir kaçış, çekince, uzak durma, görmezden gelme durumları var.
Sporun siyasete boca edilmesi, karışması, beraberinde ayrışmanın ana unsurları arasında yer alması, insanların yaşanan gerginliklerden uzak durmasına neden oldu!
     Yozgat gibi üst liglerde takımı olmayan bir şehirde 2 futbol takımı olur muydu, oldu?
Suçlu kim, bana ne suçludan, neticeye ne oldu, kocaman bir hiç!
     Yozgat gibi bir şehirde ayrışmanın sembolü olmuş 2 futbol takımı olduğuna göre, başarı ikisine de yar olmayacak gerçeği gün gibi ortaya çıkmıyor mu sevgili hemşehrilerim.
     Bozokspor bir şekilde 3’üncü lige çıktı çıkmasına ama yaşanan gerginlikler, yorgunluklar, bıkkınlar öylesine fazlaydı ki, insanları futboldan soyutladı, elde edilen başarı bu yüzden yeterince hissedilmedi şehide.
     Zaten görünürde bir gerçek var ki, yakın gelecekte 3’üncü ligin üzerinde de bir başarı beklememek lazım bu mantıkla gidilirse.
Siyasetçilerin,
İş insanlarının,
STK’ların,
Gurbetçilerin,
İlçelerin,
     Ve dahi bürokrasinin uzak durduğu bir olumsuz unsur oldu Yozgat’ta futbol.
     Canlı yayınlarımız öncesinde insanlar ‘Aman    ha, bize futboldan bahsetme, soru sorma…’ diyenlerden isim listesi yapsam şuraya küçük dilinizi yutarsınız.
     Son minvalde kulüp başkanı Bahadır Yılmaz istifa etti. Üç aşağı beş yukarı tahmin ediyordum dersem bugüne kadar ortaya konulmuş iradeye ve mücadeleye haksızlık olmaz umarım.
     Bu iş sadece kulüp başkanı ile olsaydı zaten Bahadır Bey’in gayretleri ile olurdu!
Ama ta en başından sonu belli olan bir film misali başladı her şey.
Futboldan anlamasam da mesleğim ve özellikle Yozgat’ın Yozgat futbolu adına içinde bulunduğu psikolojik yapıyı tahlil edebiliyorum.
     Önce kulüp içinde sonra kamuoyunda oluşacak bir etkileşimle mücadele ve heyecan dolu bir futbol sezonu yaşanabilirdi.
Her şeyi şampiyonluk olarak görmeyin lütfen, bir kulübün ortaya koyacağı sinerji, temsil ettiği şehirden alacağı elektrik ve inanmışlık nice şampiyonluklardan daha kıymetli.
     Hal böyle iken Bahadır Bey’e emeklerinden dolayı teşekkür ederken, yaşadığı üzüntüyü az çok hissettiğimi söyleyebilirim ama, sonu belli olan bir filmde zararın neresinden dönülürse kardır.
     Kulübün başına, yönetimine, teknik yapıya kim gelirse gelsin önce şehir ve kulüp arasında köprüleri kurmalı.
    Siyasi gerginliklerin neden olduğu soğuk, donuk ve nötr durumdan kurtarılırsa ne ala, bir hedef, yol haritası oluşur. 
Onun dışında para, kulüp başkanının vasfı, takımın sahadaki oyunu yetersiz kalıyor, bu saydıklarımız olmadığında.
    Ne derdi mekanı cennet Yozgatspor’un efsane başkanı Kenan Yılmaz, ‘Futbol aşktır, aşkın kavgası olmaz…’
Bu söze naçizane bir de şunu ekleyeyim, futbolda başarı her zaman sahada elde edilmez…
     Ne diyelim Bahadır Yılmaz’a ve kalpten      emek verenlere teşekkürler.
Umarım bundan sonrası daha farklı olur!