Kitabım toplumdaki yeri oldukça önemlidir. Kitapsız bir hayat düşünülemez, kitapsız gelişme de olmaz. Toplum olarak galiba en büyük sıkıntımız kitap okumamak. Kitapla dostluk kurmak insani bir görevdir. Kütüphaneler Haftası başladı kütüphanelere üye olmayı da ihmal etmeyelim, çocuklarımızı da üye yapalım okumaya yönlendirelim. Gelişmenin kalkınmanın anahtarı da bu olmalı: Kitapla gerçek anlamda dost ve arkadaş olmak!
Dinimiz “OKU” emri ile başlıyor. Okumayı; okuma-yazma olarak değerlendirmek eksik olur. Okuma ilimde, fende, bilim ve teknolojide gelişmeyi beraberinde getirir. Okuma-yazma bilmeyen insanımız kalmamalı; bu önemli de asıl önemli olan kitaba- ilime dost kalabilmektir. Çünkü gelişmenin anahtarı kitaptır.
Bizim en büyük sıkıntımız okumayı bir tutku, sevda haline getirememek!... Topluma okuma alışkanlığı kazandıramamışız! Tüm gelişmiş, kalkınmış ülkelerde okuma alışkanlığı bir sevdaya dönüşmüş !... Bizde ise kitap okumak adeta çileye dönüşüyor!...Kitaba küsmüş evlerimizden raflarımızdan da kaldırmışız. Bugün için uyduruk sosyal medyayı “Okuma” olarak görmek safdillilik olur!
Malumunuz olduğu üzere çağımız bilgi, teknoloji çağı... Gelişme de bilgiyle, teknolojiyle olur. Bilgisayar çağına ayak uyduramayanlar küçülmeye, yok olmaya mahkûmdurlar... Ülkemizin insanları bilgi toplumu olma yolunda ilerlemedikçe gelişen çağa ayak uyduramayacaktır. Çağa ayak uyduramayan ülkeler ise gelişen toplumların elinde oyuncak olarak kalacaklardır...
Osmanlı’yı küçümseyen zavallılara deriz ki; inceleyin Osmanlı eğitimini bugünün ayak izlerini görürsünüz. Kaynaklardan Avrupalı yazarların Osmanlı dönemi Türklere bakış açısını inceleyin okuyun ilim ve fende açılan çığırı görürsünüz. Avrupalı bir çok yazar Osmanlı-Türk kültüründen övgüyle söz etmişlerdir. Osmanlı’da mektep medrese yok diyenlere bu kaynakları incelemelerini öğütleriz. Kütüphane kültürü Osmanlı da bir mektep medrese kültürü olmuştur. Kütüphaneler Osmanlının en önemli hazinesi konumundadır.
Günümüzde ise: Avrupalı Osmanlı gibi olmuş, Osmanlı’nın torunları ortaçağın Avrupalısı gibi... Sizi kaynaklarda örnek gösterenler sizi çoktan sollamışlar ve atı olan Üsküdar’ı geçmiş ! Elbette ki bu da bilimde fende ilerlemek ve kitaba dost olmakla mümkündür.
Kahvehaneleri tıklım tıklım doldurduğunuz gibi kütüphaneleri de doldurursak bize de gelişme kendiliğinden gelecektir. Çağa ayak uydurma olayı da budur. İnsanlara anlamsızca “Kitap alın okuyun” deseniz insanlar suratınıza bakar. Kitap okuyarak onlara örnek olmak gerekir. Biz ancak Kitapla gelişmeyi kalkınmayı yakalarız.
Kitap okuma kampanyaları ile kitap okunur mu bilmem? Ancak hepimizin üzerine düşen görevler var. Kitap dostu olmak zorundayız. Evlerimizde, işyerlerimizde mutlaka birer kitap dolabı bulundurmalıyız. Anne-baba olarak öncelikle biz okumalıyız.
Evde, işyerinde otobüste, yazıhanede nerede olursak olalım kitap elimizden düşmemeli! Okunmalı, anlatılmalı ve Türk toplumuna okuma alışkanlığı kazandırmalıdır. Aslında buna da mecburuz. Çünkü biz kalkınmak istiyoruz, biz gelişmeyi düşünüyoruz, O halde kitapla dost olmalıyız.
Günümüzde bize düşen bir görev var: “Kitap Kafeleri” yaygınlaştırmalıyız. Bütün kahvehaneleri kitap kafe olarak düzenlemeliyiz. Maalesef bugünün kahvehaneleri (Üzülerek söylüyorum ki) zaman öldüren kumarhanelere dönüştürülmüş! Kahve ve kıraathane olmaktan çıkarılmış !..
Yozgat’ta eski Valilik- Yeni Belediye binası önünde park içinde bulunan mekan (Millet Kıraathanesi olarak açılan yer) mutlaka halka kitap kafe olarak açılmalı işletmesi de belediye yada bir hayır kurumunca yürütülmeli aslına uygun olarak görevine devam ettirilmelidir. Hem en güzel mekan hem de düz ayak herkesin gideceği bir yer... İlimizin böyle bir kitap kafeye ihtiyacı vardır. Kütüphaneler Haftamız da kutlu olsun!..