Hz Eyyüb Aleyhisselam’ın çileli geçen hayatı ile ilgili olayları kaldığımız yerden devam ediyorum.
Hz Eyyüb Aleyhisselam def-i hacette bulunmak için karısını dışarı çıkardı. İhtiyacını giderdikten sonra da karısı yatağına dönünceye dek elini tutup kendisine destek olurdu. Birgün karısı yanına gelmekte gecikti. CENAB I ALLAH, EYYÜB e bulunduğu yerde vahiy gönderdi. “ ayağını yere vur, işte yıkanacak ve içilecek serin bir su “
Karısı da def-i hacete giden HZ EYYÜB ün geri gelmediğini ve geciktiğini gördü. Peşine düştü. Kendisine bakmakta olan bir erkek gördü. Erkek ( EYYÜB ) de ona yöneldi. Üzerindeki hastalığı Cenab-ı Allah gidermişti. Hastalığından önceki halinden de güzel olmuştu. Karısı onu görünce sordu. “ ALLAH ömrüne bereket katsın şu hasta PEYGAMBER i gördünüz mü ? şuna muktedir olan ALLAH a yemin ederim ki, onun sıhhatli zamanındaki haline senin kadar benzeyen bir adam görmüş değilim ! “ HZ EYYÜB, “ işte o benim dedi. “
Hz Eyyüp’ün biri arpa, diğeri buğday olmak üzere iki harmanı vardı. CENAB I ALLAH iki bulut gönderdi. Bulutlardan biri buğday harmanının üzerine geldiğinde, taşıracak kadar oraya altın yağdırdı. Diğer bulut da arpa harmanının üzerine geldiğinde taşıracak kadar oraya gümüş yağdırdı.
İBN EBİ HATİM, İBN ABBAS ın şöyle dediğini rivayet etti. CENAB I ALLAH EYYÜB e cennetten gönderdiği elbiseleri giydirdi. O güzelim elbiseleri giyen EYYÜB, bulunduğu yerden uzaklaşarak bir tarafta oturdu. Karısı geldi. Kendisini tanıyamadı ve “ Ey ALLAH ın kulu ! az önce şurada bulunan hasta adam nereye gitti acaba ? korkarım ki köpekler ya da kurtlar onu alıp götürdüler “ dedi. Bir saat kadar onunla konuştu. Yine de tanıyamadı. Sonunda kocası, “ Yazıklar olsun sana,…Ben EYYÜB üm ! “ deyince karısı, “ Benimle alay mı ediyorsun, ey ALLAH ın kulu ? “ diye sordu. EYYÜB yine cevap verdi. “ Yazıklar olsun sana… Ben EYYÜB üm. ALLAH cesedimi bana geri verdi “ dedi.
Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup, haftaya kaldığımız yerden devam etmek üzere yazımı KARACAOĞLAN ın iki ayrı şiiriyle bitiriyorum. Hepinize selamlar, sevgiler, saygılar.
BİR KIZ EMMİ DEDİ NEYLEYİM
Değirmenden gelirim beygirim yüklü
Şu kızı görenin deli olur aklı
Onbeş yaşında kırkbeş belikli
Bir kız bana emmi dedi neyleyim.
Bizim ilde üzüm olur, alıç olur
Sızlaşır bozkurtları aç olur
Bir yiğide emmi demek güç olur
Bir kız bana emmi dedi neyleyim.
BİR AYRILIK BİR YOKSULLUK BİR ÖLÜM
Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret ettin beni kavim kardaşa
Sebeb ne gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
Nice sultanları tahtan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
K A R A C A O Ğ L A N