Bugünkü makaleme geçen haftaki kaldığımız yerden devam ediyorum.

Allah ile iblis arasındaki bu konuşmadan sonra ALLAH ADEM e iblisin kendisi ve eşi için düşman olduğunu ve kendilerini cennetten çıkarmaya çalışacağını ve eğer cennetten çıkarsa yorulacağını söyler. Ve ALLAH ADEM e şöyle söyler ; “ sen ve eşin cennete yerleşin orada dilidiğiniz gibi bol bol yeyin için, burada acıkmak ve açıkta kalmak yoktur. Susamak ve güneşten etkilenmek de yoktur. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaca yaklaşırsanız, zalimlerden olursunuz “ buyurdu.

İblis lanetlenip de ADEM ve EŞİ de cennete yerleştirildiklerinden sonra iblis ADEM ve EŞİ ni cennetten çıkarmak için fırsatlar kollamaya başlar. Ve onlardan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için ADEM ve EŞİ ne fısıldayarak ; “ RABBİNİZ in sizi bu ağaçtan men etmesinin sebebi sadece sizin melek olmanız yok olmayacak bir hakimiyete sahip olmanız ve ebedi olarak yaşamanıza engel olmak içindir. Yemin ediyorum tek amacım size öğüt vermek iyiliğinizi istemektir “ dedi.

Bunun üzerine ADEM ve EŞİ yasak ağacın meyvesini yediler. Yasak ağacın meyvesini yeyince de çirkin yerleri kendilerine gözüktü. Üstlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar.

Böylece iblis onları aldatarak cennetten kovulmalarına sebeb oldu. ADEM RABBİ nin buyruğuna karşı geldi, yolunu şaşırdı. ALLAH onu azimli bulmadı.

ALLAH ; “ Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi ? şeytan sizin için apaçık bir düşmandır demedim mi ? “ buyurdu. ADEM ve EŞİ ; “ RABBİMİZ biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz, bize merhamet etmezsen gerçekten ziyana uğrayanlardan oluruz. “ dediler. ALLAH onların hepsine birden seslenerek ; “ Birbirinize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde bir süreye kadar kalıp geçinme vardır. Orada yaşayacak, orada ölecek ve yine oradan ( diriltilip ) çıkarılacaksınız “ buyurdu.

ADEM RABBİ nden bir takım kelimeler aldı. ALLAH a tövbe etti. ALLAH da onun tövbesini kabul etti. Şüphesiz o tövbeyi çok kabul edendir. Ve çok bağışlayandır. ( ET TEVVABUR RAHİM ) ALLAHÜ TEALA bu kıssanın anlatımını şu ifadelerle bitirir.-

Artık benden bir hidayet geldiği zaman kim benim hidayetime tabi olursa o sapmaz ve sıkıntıya düşmez. Ancak kimde beni anmaktan yüz çevirirse, onun için sıkıntılı bir geçim vardır. Ve kıyamet günü onu kör olarak kaldırırız. O da ALLAH ım ben daha önce gören biriyken şimdi niçin beni gör olarak haşrettin deyince, ALLAH ; “ Sana da bizim ayetlerimiz geldiğinde sen onları unutmuş ve görmezlikten gelmiştin. Bu böyledir bugünde sen böyle unutulursun “ buyurdu.

Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup, haftaya kaldığımız yerden makaleme devam etmek üzere yazımı KARACAOĞLAN’ın AMAN AMAN BU NASIL SEVDA adlı şiiriyle bitiriyorum hepinize sonsuz selamlar, sevgiler, saygılar

AMAN AMAN BU NASIL SEVDA

Keten gömlek giymiş yarı dizinde

Arzumanım kaldı ela gözünde

Beş ben gerdanında beş ben yüzünde

Sayılmaz benlerine kurban olduğum

Sarı dünyü çiçek molur adama

Koy ıtırı koku versin odama

Yazık senin gençliğine acırım

Meyil verdim kıymet bilmez adama

Güzel keklik gibi kanat süzmedim

Şu dünyada murat alıp gezmedim

Bu kara yazıyı kendim yazmadım

Yazan katip kalemlerin kırılsın

Mezarımı derin eşin geniş bol olsun

Etrafı lale sümbül gül olsun

Ben ölürsem nazlı yârim sağ olsun

Ya ben ağlamayım kimler ağlasın

Bir taş attım gümbürdesin gölünüz

Belli olsun akıllınız deliniz

Benden sonra geniş olsun yeriniz

Aman aman bu nasıl sevda

KARACAOĞLAN