HZ YUSUF ALEYHİSSELAM la ilgili öykülerime geçen haftaki kaldığımız yerden devam ediyorum.
YUSUF ALEYHİSSELAM buyurdu ;
Ben nefsimi temize çıkarmıyorum çünkü nefis cidden kötülüğü emreden bir kumandandır. Ancak RABBİM in rahmetiyle muamele ettiği müstesna, çünkü RABBİM in mağfiret ve rahmeti çok büyüktür ! dedi. YUSUF S/ 53
Hak böyle iyice açığa çıktıktan sonra hükümdar da ;
Getirin onu bana ki, kendime müşavir yapayım. Bunun üzerine onunla konuşunca da ; “ sen bugün yanımızda gerçekten bir mevki sahibi ve güvenilir bir kişisin “ dedi. YUSUF S / 54
HZ YUSUF da ;
Beni arz hazineleri üzerine memur tayin et. Çünkü ben iyi korur. İyi bilirim dedi. YUSUF S/ 55
Ve işte böylece YUSUF u o ülkede yerleştirdik ; neresinde isterse makam tutuyordu da, biz rahmetimizi dilediğimize nasip ederiz. Ve iyi davrananların mükafatını zayi etmeyiz. YUSUF S/ 56
Birden HZ YUSUF un kardeşleri çıka geldiler ; gelip yanına girdiler. ; hemen onları tanıdı. Onlar ise onu tanımıyorlardı. YUSUF S/ 58
Onların bütün hazırlıklarını tamamladığında dedi ki ; bana sizin baba bir kardeşinizi getirin ! Görüyorsunuz ya, ben ölçeği tam ödüyorum ve ben konukseverin en yararlısıyım ! YUSUF S/ 59
Eğer onu bana getirmezseniz, artık benim yanımda size zahire yok ve banada yaklaşmayın YUSUF S/60
Dediler ki ; Herhalde onun için babasından izin almıya çalışırız ve muhakkak bunu yaparız. YUSUF S / 61
HZ YUSUF uşaklarına ; “ Sermayelerini yüklerinin içine koyuverin, belki ailelerine döndüklerinde anlarlar, belki yine gelirler. “ dedi. YUSUF S/ 62
Böylece babalarına döndükleri vakit ; “ Ey babamız bizden zahire yasaklandı. Bu kere kardeşimizi bizimle beraber gönder ki ölçüp alalım ve muhakkak biz onu koruruz “ dediler. YUSUF S/ 63
Babaları dedi ki ; “ Hiç ben onu size inanır mıyım ? Ya bundan önce size kardeşini inandığım gibi olursa ! En hayırlı koruyucu da ALLAH tır. Ve o merhamet edenlerin en merhametlisidir. YUSUF S/ 64
Derken HZ YAKUP un oğulları yüklerini açtılar, baktılar ki sermayeleri de kendilerine iade edilmiş ! Bunun üzerine ;
Ey pederimiz ! Daha ne isteriz / işte sermayemiz de bize geri verilmiş, yine ailemize erzak getiririz. BÜNYAMİN ni de muhafaza eder, hem onun içinde bir deve yükü fazla alırız ki bu az bir şey değildir. Dediler . YUSUF S/ 65
Onu asla sizinle beraber göndermem. Ta ki ALLAH dan bana bir misak veresiniz. ALLAH a yemin edesiniz. Ona her halükarda bana getireceksiniz. Her taraftan çevrilip çaresiz kalsanız dahi dedi YUSUF S/ 66
Onlarda ALLAH tan misaklarımı verip onun üzerine yemin ettiler.
HZ YAKUB ;
ALLAH söylediklerimize karşı vekil ! dedi ve devamla, Ey yavrularım ! bir kapıdan girmeyin ayrı ayrı kapılardan girin. Bununla beraber ne yapsam, sizden hiçbir şeyde ALLAH ın takdir ettiğini defedemem. Hüküm ancak ALLAH ındır. Ben ona tevekkül ettim. O nun için bütün tevekkül sahipleri ALLAH a tevekkül etmelidir. Diye söyledi. YUSUF S/ 67
HZ YAKUB un evlatları babalarının emrettiği yerden MISIR a girdiler. Oradan şehre girmeleri onlardan ALLAH ın takdirlerinden hiçbir şeyi defetmiyordu. Ancak HZ YAKUB un nefsindeki bir haceti kaza etmişti. Yani sadece onun düşündüğü bir tedbir yerine gelmişti. Yoksa ileride onların başına gelecek olanlardan hiç birine mani olmamıştı. YUSUF S/ 68
Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup haftaya kaldığımız yerden devam etmek üzere yazımı MEHMET EMİN YURDAKUL un VUR adlı şiirinin üç kıtası ile bitiriyorum. Hepinize sonsuz selamlar, sevgiler, saygılar.
VUR
Ey türk vur vatanın bakirlerine,
Günahkar gömleği biçenleri vur
Kemikten taslarla şarap yerine,
Şehitler kanını içenleri vur. !
Vur, güzel aşıklar cenazesinden
Kırmızı meş aleler yakanları vur
Şehvetin raksına yetim sesinden
Besteler, şarkılar yapanları vur !
Vur katilin o kızıl sapanlarıyla
Dünyaya ölümleri ekenleri vur
Vur zülmün o kalın urganlarıyla
Bir kavmi iplere çekenleri vur.
MEHMET EMİN YURDAKUL