Hz İbrahim (a.s.)’ın dilinden bir dua: “ Ey Rabbim! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evin Kâbe’nin yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Namazı dosdoğru kılmaları için böyle yaptım. Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerle rızıklandır, umulur ki şükrederler.” (14/37)
Hz. İbrahim (a.s.) kabul olmuş duası olan Hz. İsmail (a.s.)’ın namaz konusunda tavrı: “(İsmail) Ailesine namaz ve zekatı emrederdi. Rabb’inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı.” (19/55)
Namazı terk edenlerin durumu: “Onlardan sonra, namazı terk eden, şehvet ve dünyevi tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.” (19/59)
Namaz, Allah Teala’dan yardım isteme aracıdır: “Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir.” (2/153)
Namaz, ebedi kurtuluş vesilesidir: “Mü’minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler.” (23/1,2)
Namaz kılmak, Allah Teala ve Rasulü’nün dostluğunu kazandırır: “Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resûlüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü’minlerdir.” (5/55)
Namaz, yalnızca Allah rızası için kılınır: “Ey Muhammed! De ki: “Şüphesiz ki, benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamım da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (6/162)
Namaz, mükafatı zayi olmayacak bir ibadet eylemidir: “Kitaba sımsıkı sarılanlara ve namazı dosdoğru kılanlara gelince, şüphesiz biz, iyilik için çalışan (erdemli) kimselerin mükafatını zayi etmeyiz.” (7/170)
Namaz kılmayanların ahiretteki halleri: “cenneti hak edenler, birbirlerine cehenneme gitmiş suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp cehennemdekilere şöyle derler: “Sizi Sekar isimli cehenneme ne soktu?” Onlar şöyle cevap verirler: “Biz namaz kılanlardan değildik.” (74/40,41,42,43)
Namaz kılmak, dünya hayatında mü’min sayılmanın vasıflarından birisidir: “Onlar, yani gerçek müminler namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir.” (8/3)
Namaz, din kardeşliğinin alametlerinden birisidir: “Fakat tövbe edip, namazı kılar ve zekâtı verirlerse, artık onlar sizin din kardeşlerinizdir. Bilen bir kavme âyetlerimizi işte böyle ayrı ayrı açıklarız.” (9/11)
Namaz kılmaya üşenmek, iyilik ve hayırların kabulünü engelleyen fiillerden birisidir: “Harcamalarının kabul edilmesine, yalnızca, Allah’ı ve Rasûlünü inkar etmeleri, namaza ancak üşene üşene gelmeleri ve ancak gönülsüzce harcama yapmaları engel olmuştur.” (9/54)
Namaz, mü’minler arasında dostluk tesis eden eylemlerden birisidir: “Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (9/71)