Her sene yılbaşı geldiğinde, yılbaşından birkaç gün önce rahmetlik canım babam culuh alırdı. Bilmeyenler için söyleyeyim “hindi Yozgat’ta bu isimle anılır; culuh..”
BİR ZAMANLAR YOZGAT’TA EVLER…
Bildiğiniz gibi Yozgat’ta bir zamanlar hemen hemen herkes müstakil evlerde yaşardı ve mutluydular.!!!! Bu evlerin bahçelerinde kümesler olurdu. Kümeslerde tavuklar, horoz, kaz gibi hayvanlar beslenir, sofraya gelen yumurtalar organik olurdu. Tavuklardan bir tanesi gurk olur (yani tavukça hamilelik dönemi demek ki) bu isim 21 gün kadar yumurtaların üstünde yattıktan sonra civcivler çıkar bu şekilde de evden tavuk sesi, bahçelerden tavuk boku eksik olmazdı. Genellikle et ihtiyacımızı da bu tavuklardan arada bir tanesini keserek karşılardık.
TAVUĞUN KESİLMESİNE DAYANAMAZDIM
Garibanın fakirin orada da yüreği yanmalıydı, hemen hemen her gün bahçede oynadığın peşinden koşup kovaladığı sarı tavuk kesilip sofraya geldiği zaman, mecbur kalıp onu yemek yüreğimde büyük yaralar açmıştır. Bunu da söylemeden geçemeyeceğim. Babam rahmetlik bu hindiyi getirirdi en az iki gün önce, sabah uyanırdık ki hindiyi çalmışlar. Arar arar hindiyi bulamazdık, bazen kaybolan hindiyi bulurduk.
YOZGAT’TA HİNDİLİ YILBAŞI, HİNDİLİ ARABAŞI
Eğer hindiyi bulursak yılbaşı gecesi hindili arabaşı olur bulamazsak tavuklardan bir tanesini keserek arabaşı yapardık.
… doğrusunu söylemek gerekirse hemen hemen herkes yılbaşını diğer bayramlar kadar bekler, o gün de uzakta olan çocuklar, iş için, askerlik için, öğrenim nedeniyle uzakta olan evin çocukları mutlaka evine döner. Otobüs şirketleri gece-gündüz yolcu taşır, çok önceden otobüs biletini almayanlar evine dönmekte zorluk çekerdi. Gecikmeli de olsa bir şekilde herkes evine ulaşmayı başarır. Başaramayan insanlar da olursa yılbaşını ailemle birlikte geçiremedim diye büyük bir üzüntü yaşanırdı. Bunun aksini iddia edecek kimsenin olduğunu düşünmüyorum.
BİR ZAMANLAR TRT’DE YILBAŞI AKŞAMLARI
Bir dönem devlet yönetiminde olan sağ ya da sol parti mensubu fark etmez hepsi de TRT aracılığı ile yılbaşı gecesi günler önceden müzik ve eğlence programlarının reklamlarını yaparak, bizlere o günü özellikle beklememiz için ellerinden geleni yaparlardı. Komedi programları hazırlanır hatta ne hikmetse söylemiş oldukları müzikten dolayı yasaklı olan, halkın çok severek dinlediği sanatçılar bile yılbaşı gecesinde bu yasaklar hiçe sayılarak programlara çıkartılırlardı. Zaten bir parantez açacak olursak TRT’nin gece sabahlara kadar buz pateni üzerinde kayan Olga, Helga, Rokxana, Alexandra , Andrea gibi Rus, Ukraynalı veya Polonyalı buz pateni sporcularını, Avusturya dağlarında kayak sporu yapan sporcuları bizlere izlettiğini inkar edecek olursak gözümüze durur. Bizler de cümbür cemaat ailecek bütün mahalle bütün şehir zevk ile izlerdik.
YOZGAT’YA YILBAŞI AKŞAMI NASIL OLURDU?
Ama ne yazık ki o kadar uzun yıllar izlememize rağmen hiçbirimiz onlar kadar güzel paten kaymadık, onlar kadar güzel kızak kıymadık, sporcu kimliğimizi hiçbir zaman ileriye götüremedik. Velhasıl, yılbaşı günü akşam yemeğine envai çeşit yemekler hazırlanır, çorbalar tatlılar yapılır türlü çeşit yemekler pişirilir uzaktan gelen aile fertleri ile birlikte çok güzel bir akşam geçirilir yenilir içilir.
O geceye özel olarak herkesin bildiği gibi tombalalar meşhurdur. Tombala oynanır çinko yapan sevinçten havalara uçar.
Evimizin orta yerindeki fırını sobanın üzerinde ayva pişirilir, kestane kebaplar, patatesler közlenir. Bütün akşam ailecek bu nimetlerden yenir içilir hep birlikte unutulmayacak dakikalar saatler geçirirdik. Çünkü yeni bir yıla girmenin sevinci ve heyecanını yaşıyorduk. Yılbaşı gecesinin en önemli iki güzelliği vardı bunlar en sona saklanırdı.
Yozgatlı’nın vazgeçilmezi arabaşı, ve sadece yılbaşı gecelerinde TRT ekranlarında boy gösteren dansözler. Bu iki önemli olay tam yeni yıla girilen saatlerde önümüze gelirdi, arabaşı ve dansöz. Genellikle geç saatlere kadar oturma alışkanlığı olmayan Yozgat halkı yılbaşı gecesinde saat 3:00’e kadar oturmuş olmayı kendilerine yapmış oldukları bir eziyet olarak görürlerdi ve birkaç gün daha fazla uyuyarak, erken yatarak bu gecede kaçırmış oldukları uykunun telafisini yaparlardı.
Şimdi benim anlamakta zorlandığım konu şu; ülkemizin resmi kanalı bir meblağ ödeyerek izlediğimiz TRT’nin yıllarca bize farklı kültürlerin gelenek göreneklerini, bizden binlerce kilometrelerce uzakta olan ülkelerin gelenek göreneklerini izlettirip, yılbaşı gelmeden günler öncesinden reklamlar yapıp en güzel müzik eğlence programlarını o geceye saklayıp yılbaşını büyük bir coşku ve sevinçle bize kutlattırdıktan sonra hatırı sayılır bir nesli bu şekilde programladıktan sonra şimdi aniden yeni yılın kutlanmasına karşı olunup, o günde daha farklı dini önemli olayların olduğunu ve insanları o yöne yöneltmeye çalıştığını sebebini anlamakta zorlanıyorum.
Yeni bir yıla girmenin, yeni bir yılı kutlamanın insanlara ne gibi bir zarar verebileceğini de anlamış değilim.
Uzun lafın kısası, 365 gün iyisiyle kötüsüyle yaşadığımız bir seneyi arkamızda bırakarak yeni bir seneye girmeyi kutlamanın hiç kimseye bir zararı yoktur. Bugün de yakınlarımızla birlikte, ailemizle birlikte olabiliyorsa hep birlikte oturup bir sofrada yemek yiyip, oyunlar oynayıp yeni bir yılın geldiğini sıcak bir ortamda aileyle birlikte karşılayabiliyorsak ne mutlu bize. Bunun altından hiç kimsenin farklı düşünceler arayıp, gereksiz polemikler yaratıp insanları kin ve nefrete düşürmesin hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum.
Yeni yıl bütün insanlar barış getirsin, savaşlar olmasın, insanlar zor durumda kalmasın para sıkıntısı yaşamasın bolluk bereket gelsin. Herkesin birbirine yardım ettiği güçlü olanların güçsüzleri ezmediği. İnsanların özgürlüğünün kısıtlandığı, çifte standardın olmadığı, herkesin eşit şartlara sahip olduğu ve belki de aklıma gelmeyen şu anda bütün güzelliklerin bizlerle bütün insanlıkla beraber olduğu bir yıl olmasını diliyorum. 2024 yılını çok kısa bir süre sonra bitirip 2025 yılına gireceğiz. Gönlünüzden geçen bütün dilekleriniz kabul olsun. Savaşsız bir dünya dileklerimle saygılarımla hepinize sevgiyle kucaklıyorum dostlar.