Almanya Diyanet Türk İslam Birliği (DİTİB) Hutbe Komisyonu tarafından hazırlanan  Muharrem ayı ve Aşure temalı hutbe Almanya başta olmak üzere T.C. Diyanet işleri başkanlığımızın atadığı din görevlileri tarafından  Avrupadaki Camilerimizde Cuma günü ibadet esnasında hutbede okundu.


Huşu içinde dinlenen hutbe,
Gelişiyle kalplerimize hem hüzün hem de tefekkür tohumları eken zaman dilimlerinden biri de, içerisinde bulunduğumuz Muharrem ayıdır. Muharrem ayı,  bazı peygamberlerin hayatlarında önemli gelişmelerin yaşandığı,Peygamberimizin (s.a.s) de ‘’Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.’’ sözüyle önemine işaret ettiği mübarek bir aydır.

Aylardan Muharrem olunca akıllara Hicrî Takvim, “Hicrî Takvim” denince de akıllara  “hicret” gelir. Hz. Ömer’in devlet başkanı olduğu dönemde takvim başlangıcı olarak kabul edilen hicret, Peygamberimiz ve ona güvenen müslümanlar tarafından Mekke’den Medine’ye doğru yapılan umut yolculuğudur.  Peygamberimizin (s.a.s) çizmiş olduğu geniş bakış açısına göre ise hicret, Yüce Allah'ın yasakladıklarından yüz çevirmek, hata ve günahlardan uzaklaşmaktır. Rabbim bizleri yanlıştan doğruya, günahtan sevaba hicret edebilen hakiki muhacirlerden eylesin.

Aylardan Muharrem olunca akıllara gelen diğer bir olay, ümmetin ortak acısı olan Kerbela hadisesidir. Kerbela, Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin’in, aralarında bebek, çocuk ve kadınların da bulunduğu 72 kişinin, zulüm ve adaletsizliğe baş kaldırırken şehadete ulaştıkları yerin adıdır.

Bir derttir Kerbela! İbret almasını bilenler için aynı zamanda büyük bir derstir Kerbela! Kerbela olayı bizlere zulme karşı sessiz kalmamayı öğretir. İnandığımız değerler uğruna mücadele etme cesareti verir. Bize düşen görev, benzer acıları tekrar yaşamamak için yaşananlardan ders almaktır. Yapmamız gereken, Yüce Rabbimizin “Kendilerine açık ve net deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın!”[ uyarısını dikkate almaktır

Kendine has öğretisiyle medeniyetimizde önemli bir yeri olan kültür miraslarımızdan biri de, Muharrem ayı vesilesiyle dağıtılan aşure aşıdır. Aşureyi sadece bir yiyecek olarak değerlendirmek elbette yanlıştır. Aşurenin, birbirinden farklı tat ve lezzete sahip gıdaların bir araya gelmesiyle bambaşka bir tad ve lezzete dönüşen; birlik ve beraberliğin, bolluk ve bereketin sembolü olduğunu unutmayalım. Farklılıklarımıza rağmen bir arada yaşama kültürümüzün simgesi olan aşurenin hem lezzetinden hem öğretisinden -inancı ne olursa olsun- komşularımızı da mahrum bırakmayalım.

Rabbim, ders ve ibretlerle dolu bu mübarek ayı hakkımızda hayırlı eylesin; birlik beraberliğimizin daha da güçlenmesine vesile kılsın. 

Öte yandan DİTİB camilerinde birlik ve beraberliğin sembolü aşure ikram edildi.
Muharrem ayı dolayısıyla Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'ne (DİTİB) bağlı camilerde Cuma namazı kılınmasının ardından cemaate aşure dağıtıldı.
Aşure günü dolayısıyla Nürnberg bölgesi DİTİB Merkez ve Fürth Mevlana, Hof Osmanlı, Karlstadt Fatih, Lichtenfels Mevlana, Bamberg Selimiye, Neustadt b.Coburg Fatih ile Mainz bölgesi Höhr-Grenzhausen, Esen bölgesi Witten Sultan Ahmet cami derneklerinde Cuma namazı sonrasında cemaate aşure ikramında bulunuldu.
Muharrem ayının 10'uncu gününün aşure günü olduğunu belirten DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Muharrem ayının İslam alemi ve insanlık için çok önemli bir birlik ve beraberlik ayı olduğunu ifade etti.
Aşurenin birlik ve beraberliğin, bolluk ve bereketin sembolü olduğunu belirten Kuzey, “Bugün birçok camimizde Cuma namazı sonrasında aşure ikramında bulunduk. Aşure sadece bir yiyecekten çok öte aynı zamanda çok derin manalar barındıran bir semboldür. Aşurede bulunan birbirinden farklı gıdalar bir araya gelerek bambaşka bir lezzet oluşturması gibi, birbirinden farklı inanç ve kültürlere sahip toplumlar da bir araya gelerek birlikte yaşama kültürünün güzel örneklerini oluşturur. Bu mübarek ayın tüm insanlığa bereket, huzur ve barış getirmesini diliyorum” dedi.