Yönetici koltuğunda oturanlar şunu iyi bilsinler: Oturdukları makamlar önce Yüce Mevlanın sonra da milletin emanet olarak verdiği makamlardır. Yani emanet koltukları, emanetin hakkını verirseniz yücelir ve gönüllerde taht kurarsınız, emanete ihanet ederseniz rezil rüsvay olur silinir gidersiniz!

Niye böyle hızlı başladık yazımıza? Bazıları oturdukları koltuğun hakkını veremiyor ve millete saygısızlık yapıyorlar. Bazıları da ihanet ediyor, emanete hiyanetlik ediyorlar. Zaten ikinci sınıftakileri insan yerine koyup muhatap bile almayacaksın, yaka paça layık olduğu yere göndereceksin!

Düşünün ki milletin emanet olarak tevdi ettiği yeri kendi çıkarı için kullanıyorsa, milleti hiçe sayıyorsa, namus ahlak değerlerini ayaklar altına alıyorsa bu zata o makam emanet edilebilir mi? Ama bazıları el etek öpüp torpil devreye sokup hiç hak etmedikleri o makamlara gelebiliyorlar. Bazılarına da görev verilmiş ama beceriksiz, eleva işini gücünü ağzına yüzüne bulaştırıyor. Bunlar da bulunduğu makamı ve emaneti istismar eden tiplerdir. Biz bunlar eski Türkiye de kaldı biliyorduk ama maalesef kalıntıları bitmemiş!..

Her şeyi Sayın Cumhurbaşkanı ta Ankara’dan bakıp göremiyebilir. Ama burda kolları, temsilcileri var, onların adaletli olup bu yanlış ve eksiklikleri görmesi, tesbit etmesi ve ulaştırması gerekmez mi?..

Biz şuna inanıyorduk: Adam kayırma, torpil biraz azaldı; iş adetli yürüyor, işin ehli göreve getiriliyor! Eski Türkiye bitti! diye... Yoksa lafta mı kaldı bu? Televizyonlar mı bizi kandırıyor doğru haber veriyoruz diye?

Cumhurbaşkanımızın idealist, Çalışkan, dürüst ve adaletli yönetici olduğuna inanıyoruz; ama, oradan bakınca her yeri her şeyi ayan beyan göremiyebilir! Sayın Başkanımızın halkla önündeki engellerin kaldırılıp direk ve net ulaşabileceği bir iletişim ağı kurulmalıdır. Vatandaş şikayetini ve gördükleri adaletsiz, keyfi yamuk- yanlış uygulamaları kendisine ulaştırabilmelidir! Böyle bir ciddi sıkıntı var.

Yaşadığınız gördüğünüz şeyler mi var? Evet ama; ulaştıracağınız merci, makam ?.. Sıkıntılı bunu anlatmaya çalışıyoruz. Vatandaşın bir sözü var ya: kimi kime şikayet edeceksiniz?

Bizler şehrine kültür sanat adına fahri elçilik yapan insanlarız: Bunu karşılığında siyasetçilerimizden de, yöneticilerimizden de alkış, taltif, takdir bekliyor da değiliz. Sadece hak ettiğiniz değeri görün yeter diyoruz! Kimsenin koltuğuna makamına da talip değiliz: Ha şunu da söyleyim sanat ruhlu insanlar alıngan, kırılgan insanlardır: Küstürürseniz o kapıyı kapar bir daha açmazlar!

Sanatı sanatçıyı unutur, ihmal eder görmemezlikten gelirseniz: Sanatçı da sizi unutur terki- diyar eder. Giderse gitsinler!.. derseniz: ben sizi adamdan mi sayarım? Yani oturduğunuz koltuğu dolduracak hakkını vereceksiniz. Emanete sahip çıkacak milletin yüzüne güleceksiniz ve sorununu çözmek için çaba sarfedeceksiniz; bir de bulunduğunuz makama ihanet etmeyeceksiniz !..

Biz hesabını soramazsak unutmayın bunun hesabını Yüce Allah ilahi adalette sorar. Biraz Zülfü yare dokunduk ama, toplumun huzura, barışa, adalete, ahlaki değerlerin korunmasına ve yaşatılmasına ihtiyacı vardır. Ülkemizi devletimizi seviyoruz, bundan kimsenin şüphesi ve endişesi yok!..Eksik olan ülkeyi ayakta tutan milli ve manevi değerlerin yaşatılmalıdır! Bunu zedeleyenlere, tahrif edenlere müsaade edilmemelidir. Sözün özü:
“Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!”