Suriye de, Irak ta , Mısır da, Bosna da, Afganistan da, Pakistan da,Çeçenistan da,Filistin de, Doğu Türkistan da ve diğer ülkelerde katledilenler hep Müslümanlar. İslam dünyası bir ateş çemberinin içerisinde…İkinci Dünya savaşında 35 milyon insan öldü ve hala tüm tarih kitaplarında müthiş bir kayıp, kıyım insanlık için kara bir leke diye anılıyor.
Irak’ta, Afganistan’da, Doğu Türkistan’da, Pakistan’da, Bosna Hersek’de, Eritre’de, Keşmir’de milyonlarca Müslüman göz göre göre şehit ediliyor. Avrupa’da tek bir köpek öldürülse ayağa kalkan Avrupalılar Müslümanların şehit edilmesini son derece sakin gözlerle seyrediyorlar. İnsanlıktan nasibini almamış insanlar gibi sadece seyrediliyor bu işkenceler, vahşet dolu görüntüler.
Müslümanların bir kısmı da yaşanan bu felaketin farkında bile değil. Bu zulmün bitmesi için tek çözüm tüm Müslümanların birlik olmasıdır. 1.5 milyonluk Müslüman âlemi tek bir çatı altında toplandığında artık sebepsiz yere tek bir Müslüman’ın kanı akıtılamayacaktır. Zavallı masum çocuklar ölmeyecek, insanlar yurtlarından sürülmeyecek, kadınlarımıza- kızlarımıza tecavüz edilmeyecektir.
Müslümanların birleşmesi için çaba göstermemek bir Müslüman’ın vicdanına sığmaz. Başka bir ülkede çocuklara ve kadınlara işkence yapılırken burada hiçbir şey yapmadan oturmanın hesabını kimse veremez. Bu zalimleri seyretmek zulme ortak olmak demektir. Bu yüzden her Türk vatandaşının biran önce, milyonlarca Müslüman katledilmeden Türk İslam Birliği’ni istemesi, canla başla bu birliğin kurulması için çaba göstermesi gerekmektedir.
Yıllardır Filistin’de çok acılı günler yaşanıyor. Tıpkı Afganistan’da, Eritre’de, Türkistan da, Bulgaristan’da, Azerbaycan’da olduğu gibi... Yüreklerimiz acılara karşı tetikte... Ne olacak halimiz? Müslümanlar bunca acıya layık mı? Müslümanlar, bir milyar nüfuslarına rağmen neden dünyanın en mazlum insanları konumundalar?... Her Müslüman yüreğini burkan bu sorulara aramak zorundadır.
İsrail’in zulmü aslında başta Müslüman ülkeler olmak üzere bütün insanlık camiasını imtihan ediyor. ABD başta olmak üzere Batı ülkelerini, demokrasinin gereği olan zulme karşı çıkma, insan hak ve hürriyetlerini müdafaa etme hususunda imtihan ediyor. Batılı ülkeler, Mısır’daki darbeye karşı takındıkları tutumda olduğu gibi, İsrail’in zulmüne açık veya gizli destek vermeleriyle de, bu husustaki imtihanı da zaten kaybettiler. Kutsal Mekân mescidi Aksa İsrail işgali altındadır.
Neden biz bu katliamlara seyirci kalıyoruz. Kendi vatanımızda Türk Bayrağımız indiriliyor. Seyirci kalıyoruz. 100 milyon Müslüman katlediliyor. Seyirci kalıyoruz. 200 milyonun üstünde Türk ve Müslüman işkence baskı altında zulüm görüyor sessiz kalıyoruz. Türklerin ve Müslümanların üstünde dönen kirli oyunların farkına ne zaman varacağız?
Biz sessiz kaldıkça bu yaşananların, çocuklarımızın ve gelecek nesillerin sonu olacağını unutmayalım. Yüce Mevla Türkleri ve Müslümanları bir çatı altında toplayacak onları bu zulümden kurtaracak olan bir uyanışa vesile kılsın!… Uyanın!.. çığlıklarımız boğazlarımızda düğümleniyor!..
Dünyanın her yerinde Müslümanların zulüm görmesinin tek sebebinin ümmet arasındaki ihtilaflar olduğunu bilmemiz, görmemiz gerekiyor. Müslümanların ilk kıblegahı olan Mescid-i Aksa, İsrail askerleri tarafından çiğneniyor ve Kur’an-ı Kerim tekmeleniyor. Bu Müslümanlara en büyük hakarettir.
Müslümanlar, maddi ve manevi yönden bir arada olsaydı, küfre karşı tek vücut durabilseydi, İsrail’in yaptığı bu küstahlığa karşı haddini bildirirdi. İslam dünyası, ayrılıkları ve farklılıkları bir kenara bırakıp, tüm Müslümanların “kardeş” olduğu gerçeğini hatırlamalı ve bu manevi kardeşliğin getirdiği güzel ahlak ile tüm dünyaya örnek olmalıdır. Emin olunuz ki böyle bir birliktelik hem İslam âleminin hem de tüm insanlığın kurtuluşuna vesile olacak, insanlar kardeşçe- birlikte huzur içinde yaşamayı başaracaktır! Rabbim böylesine bir birlikteliği bizlere nasip eylesin…