Değerli okurlar, bu yazıma Neden? Sorusuyla başlamak istiyorum. Bazı şeyler iyiye giderken bir şeyler de bunun yanında kötüye gitmek zorunda mı? Ben bu sorumun cevabını bulamadım. Buyurun siz cevaplayın. En son geçirdiğim bu Kurban bayramından sonra bu konudaki düşüncelerim tamamen sabitleşti. Zaman zaman sizde benim gibi büyüklerle oturup onların hoş sohbetlerine ortak olmuşunuzdur. Ama dikkatimizi çeken bir noktaya değinmek istiyorum. Onlar hep bizim zamanımızda böyle böyleydi diye anlatınca hep hayretler içerisinde kalıyoruz. Hep maddi imkânsızlıklar, zorluklar içerisinde geçimlerini sağlayan insanlar canlanıyor gözlerimiz önünde. Tarlasında bir çift sarı öküzle rızkını kazanmaya çalışan anneler, babalar, dedeler canlanıyor gözlerimiz önünde. Evet, belki maddi imkânsızlıklar vardı doğru ama evlerdeki berekette hat safhadaydı. İnsanların biri bin oluyordu. sanki bunun yanında her şeyden önemlisi huzur vardı huzur. İnsanlar bir birine düşkündü. bir birlerini gözetip kolluyorlardı. Kimse kimseyi bunaltmıyordu. Birinin yardıma ihtiyacı olsa herkes üzerine düşeni fazlasıyla yapıyordu. Önemlisi özel gün ve gecelerde büyükler ziyaret edilir bir eksikleri ihtiyaçları var mı sorulur temin edilmeye çalışılırmış. Temin edilemese de gönülleri alınırmış duaları alınırmış. O kadar zorluk içerisinde herkes sabırla saygıyla sevgiyle huzurlu bir hayat yaşıyormuş. Belki sabahın üçünde öküzlerle tarlanın yolunu tutuyorlardı kimileri birisinin ekinini biçiyordu kimileri zor şartlar altında harman kaldırıyordu ama kimse şikâyetçi değildi. Şimdi şartlar kolaylaştıkça Rızık temini kolaylaştıkça maddi imkânlar yükseldikçe bu huzur neden azalıyor neden yok oluyor. Evlerde neden sabır yok neden bereket yok neden huzur yok.

Hep konu eskiden açıldığı zaman özlemle bakarız özlemle yâd ederiz. Bizim zamanımızda bayramlar şöyle güzel geçerdi bizim zamanımızda kandiller böyle güzel geçerdi. Eee şimdi neden geçmiyor bunu kendimize sormak lazım. Özellikle evlerdeki huzurun bozulmasına insanın içi burkuluyor. Eskiden o zor imkânlarda bile bir bayan eşine saygıda kusur etmez haline şükreder beterine düşmemek için Allaha dua ve tövbe ederdi. Namuslarına düşkün analarımız babalarımız ebelerimiz dedelerimiz yuvasının yıkılmaması için her şeye göğsünü geren annelerimiz şimdi nerede. Onlar üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptılar ama biz yapmıyoruz. Onlar kuru ekmek soğanla günlerini geçiren insanlardı. Daha da öncesine inecek olursak Peygamber Efendimiz Sav. Zamanında tek hurmayla akşam eden sahabe Efendilerimiz üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptılar biz neden yapamıyoruz. Değerli Okurlar, acı ama bir gerçek ki nesil bozuluyor nesil yok oluyor. Biz bunu durdurmak için ne yapıyoruz. Eski gençler büyüklerinin yanında el pençe dururmuş. Bir şey buyuracak diye ağızlarına bakarlarmış bir baba kendi babasının yanında çocuğunu öpmeye hayâ edermiş. Şimdi bu eski davranışlar yok artık. İşte bu yüzden şikâyetçiler büyüklerimiz. Hep ESKİ Eski güzel ama yeni kötü ve daha da kötü olacak. İnsanlar kazandıklarına dikkat etmedikçe bankalardan kredi çekip faiz yemeye devam ettikçe çocuklarına gereken dini terbiyeyi vermedikçe her şey daha da kötüye gidecek. Bayramların bayram olduğu bile anlaşılmayacak büyüğe saygı küçüğe sevgi kalmayacak. Bayramlar sıradan günlerden daha kötü geçecek bayram namazından çıktıktan sonra mezarlığa büyüklerine geçmişlerine dua etmeye gidecek nesil olmayacak. Değerli kardeşlerim herkes kendini bir hesaba çekmeli kazancına dikkat etmeli ailesine yakınlığı düşkünlüğü ne derece iyi bir gözden geçirmeli. Namazını kılan insanları kırmaktan incitmekten artık boş laflardan uzak durmalı. Bu zamana kadar onun bunun gıybetini yapmak kimseye fayda getirmedi getirmeyecek bunlardan vazgeçmeli.

Sonuç olarak eğer kendimizden sonraki nesilleri dedelerimiz gibi namusuna dinine vatanına milletine bağlı bir gençlik bırakmak istiyorsak ciddi manada kendimizi her konuda iyi bir hesaba çekmemiz gerekiyor. Eğer hesaba çekmemekte ısrar edersek gözümüzden sakınarak büyüttüğüm bu evlatlarımızın bir telefonunu bekleriz yâda bir bardak su yâda bir lokma ekmek verecek mi diye gözüne bakarak hayatımızı zindandan farksız bir hayat gibi geçirmeye devam ederiz.

Son olarak mahallemizde köyümüzde ki büyüklerin hastaların hayır duasını almayı unutmamak gerekiyor onların geçmişinden örnek ve ibret alarak geleceğimizi şekillendirmeliyiz ki gelecek nesillere bizlerde güzel bayramlar bırakabilelim.

SELAMETLE…