Her Müslümanın birinci vazifesi, bizleri yoktan var eden ve varlıkta durduran Rabbimizi tanımak ve ona iman etmektir.
Rabbimize edep ve saygıda kusur etmemektir. Cenab-ı Hak bir hadîs-i kudsîde, (Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim ve kâinatı yarattım) ve Zâriyâtsûresi 56. âyet-i kerîmesinde, (Ben, cinleri ve insanları yalnız beni tanıyıp kulluk etsinler diye yarattım) buyurmaktadır. Rabbimize karşı kulluk vazifelerimizi özetle şöyle sıralayabiliriz:
1. Kulluk, Allahüteâlânın varlığına ve birliğine, eşi ve benzeri bulunmadığına, hiçbir kimseye muhtaç olmadığına, herkesin ve her şeyin ona muhtaç olduğuna inanmaktır.
Zatının nasıl olduğunu düşünmeden, yalnız sıfatlarını, isimlerini ve fiillerini öğrenip öyle kabul etmektir.
2. Kulluk, Rabbimizin gönderdiği İslam’ın emir ve yasaklarını inkar etmekten ve böylece küfre düşmekten çok korkmaktır. Çünkü (Küfürden teberrî etmedikçe tevelli olmaz) sözü çok meşhurdur. Yani, küfürden ve kâfirlerden uzak durmadıkça, Allah’a dost olunamaz. Bunun için, Onun düşmanlarını asla sevmemelidir.
3. Kulluk, Rabbimizin imandan sonra en mühim emri olan namazı, seve seve ve hiç üşenmeden vaktinde kılmak ve diğer ibadetlerimizi aksatmadan zamanında yapmaktır.
4. Kulluk, Rabbimizin bütün kullarına şefkat ve merhamet göstermek ve böylece onun rızasına kavuşmaya çalışmaktır.
5. Kulluk, Rabbimizi her zaman ve her yerde dilimizle zikretmek ve onu bütün ayıp ve kusurlardan tenzih etmektir.
6. Kulluk, Rabbimizin emir ve yasaklarına riayet etmek hususunda çok gayret göstermek ve ona itâatsizlik etmekten çok korkmaktır. Allah’ın gazabının günahlar içinde saklı olduğunu hiç unutmamaktır.
7. Kulluk, Al­la­hü­te­âlâyı çok sevmek ve nimetlerine daima hamdetmek ve şükretmektir. İnsanlara her nimeti gönderen Allah’a şükretmek, bu sevginin alâmetidir. Şükretmek, onun emir ve yasaklarına uymakla olur. Bu sevgi, Allah’a karşı kulluk vazifeleri olan ibadetlerini yapma arzusunu da çoğaltır.
8. Kulluk, Rabbimizin takdirine rıza göstermek ve (Kadere iman eden, kederden emin olur) hadîs-i şerîfini hiç unutmamaktır. Dert ve belâlara sabretmektir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Allahüteâlâ buyurdu ki: Belâ gönderdiğim kimseler sabredip insanlara şikâyet etmezse, onlara imanla ölmeyi nasip ederim.)
9. Kulluk, Rabbimize karşı işlediğimiz hata ve kusurlarımıza pişman olmak ve bunun için ondandan özür dilemektir. Buna (tevbe etmek) denir. Peygamber efendimiz, (Günahından tevbe eden, hiç günah işlememiş gibidir) buyurdular.
10. Asıl kulluk, Allahüteâlâyı hiç unutmamaktır. Her işe başlarken Onu zikretmektir. Besmelesiz iş görmemektir. Bir an olsun, Ondan gâfil olmamaktır. Bir hadîs-i şerifte, (Sabah akşam, üç defa: “Bismillâhillezî lâ yedurrume’asmihîşey’ün fil-erdı ve lâ fissemâi ve hüvessemi’ul-alîm” okuyan, büyü ve nazardan korunur) buyuruldu.