İnsanlara yapılan iyilikler, âhiretin azaplarından kurtulmaya ve Cennet nimetlerinin artmasına sebep olur. Peygamber Efendimiz (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
“Allahü teâlâ, kullarının ihtiyâçlarını yaratır, gönderir. Allahü teâlânın en çok sevdiği kulu, Onun nimetlerinin kullarına ulaşmasına vâsıta olan kimsedir.”
İyi bir Müslüman, iyilik yapmak veya sadaka vermek isterse, bunu gizli yapar. İyilik yaptığı veya sadaka verdiği insanın kalbini kırmaz. Onu incitmeden, yaptığı iyiliği başına kakmadan yapar. Allahü teâlâ, bunun böyle yapılmasını Kur’ân-ı kerîmde birçok yerlerde emir buyurmaktadır.
Dünya hayatı çok kısadır. Ahiretin azapları pek acı ve sonsuzdur. İleriyi gören akıl sahiplerinin hazırlıklı olması lâzımdır. Dünyanın, güzelliğine ve tadına aldanmamalıdır. İnsanın şerefi ve kıymeti dünyalıkla ölçülse idi, dünyalığı çok olanların herkesten daha kıymetli ve daha üstün olması lâzım gelirdi.
Kıyâmette azaplardan kurtulmak için, iki büyük temel, yani iki yol vardır:
Birincisi, Allahü teâlânın emirlerine kıymet vermek, saygı göstermektir. İkincisi de Allahü teâlânın kullarına, yarattıklarına şefkat, iyilik etmektir.
Müminûn sûresinin yüzonbeşinci âyetinde meâlen, “Sizi abes olarak, oyuncak olarak mı yarattım sanıyorsunuz? Bize dönmeyecek misiniz?” buyuruldu.
Aklı başında olan, ileriyi görebilen bir kimse, kısa olan dünya hayatında, hep, âhirette iyi ve rahat yaşamaya sebep olan şeyleri yapar...
Rabbimizin kullarına hizmet etmekle dünyada ve âhirette nimetlere kavuşacağımızı düşünmeliyiz. İnsanlara karşı yumuşak olmanın, onlara iyilik etmenin, onların işlerini güler yüzle ve tatlı dille ve kolaylıkla yapmanın Allahü teâlânın sevgisine kavuşturan yol olduğunu bilmeliyiz...
Müslümanların ihtiyâçlarını karşılamak ve onları sevindirmek ve güzel ahlâklı olmak çok kıymetlidir. Bunun kıymetini bildiren ve yumuşak, ağır başlı ve sabırlı olmayı öven ve teşvik eden pek çok hadis-i şeriften birisi şöyledir:
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Birbirlerini incitmezler, üzmezler. Bir kimse, din kardeşinin bir işine yardım etse, Allahü teâlâ da onun işini kolaylaşdırır. Bir kimse, bir Müslümanın sıkıntısını giderir, onu sevindirirse, kıyâmet gününün en sıkıntılı zamanlarında, Allahü teâlâ onu sıkıntıdan kurtarır. Bir kimse bir Müslümanın aybını, kusurunu örterse, Allahü teâlâ, kıyâmet günü onun ayıplarını, kabâhatlerini örter.”
Şu üç günlük dünya hayatında, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmaya çalışmalıdır. Onun kullarına ihsân, iyilik etmelidir...