TANIMADAN GEÇ

Dünyaya aldanıp kalırsam eğer
Ey kefenim teni tanımadan geç
Bir daha kapını çalarsam eğer
Ey nefesim beni tanımadan geç

Ağustos ayında kıbleden esen
Mazlumu çiğneyip zalime pusan
Haksızı savunan garibe küsen
Onu mahşer günü tanımadan geç

Bensiz yalan dünya hoş olur amma
Nemlenir gözlerin yaş olur amma
Düşünce bağrında taş olur amma
Öfken ile kini tanımadan geç

Hacıya hocaya gülende olur
Hukuku kendinden bilende olur
Gittikçe peşinden gelende olur
Şöhret ile şanı tanımadan geç

Haramla suyundan içen olursa
Şol dağın üstünden uçan olursa
Duasız yanımdan geçen olursa
Ey canım o canı tanımadan geç

Aras görsen kevser denen ovayı
Yarab Nurun ile doldur kovayı
Kör şeytan güderse dünkü davayı
Ey meleğim ünü tanımadan geç