Hepimiz istisnasız ülkemizi seviyoruz, bundan hiç
Kimse kuşku duymasın! Canımızı verecek kadar vatanımızı seviyoruz. Vatan severlik bizim en büyük vasfımız. Bunu tartışmaya açacak da değiliz. “Vatan sevgisi imandandır” düsturu kabul eden bir milletin evlatlarıyız. Şüphesiz ki ecdadımızla atalarımızla da gurur duyuyoruz. Gurur duymayanların vatanseverliğinden de şüphe ediyoruz.
Ancak bu konuda bir sıkıntımız var. Devlet ve millet malı insanımızın ortak değerleri öyle değil mi? Ama devlet ve millet malını koruma ve kollamada çok lakayt davranıyoruz. Okumuş kesimde böyle okumamış kesim de... Hiç fark etmiyor devlet ve millet malını korumada itina göstermiyoruz hatta önemsemiyoruz!
Özellikle bunu ortak kullandığımız alanlarda ve mekanlarda daha belirgin yapıyoruz. En basitini söyleyim; sokağa caddeye ve şehrimize sahip çıkmada lakayt kaldığımız ve kirlettiğimiz, tükürdüğümüz, çöp döktüğümüz gibi... Pek ala caddeyi kirletiyor, ortak kullandığımız alanlara zarar veriyoruz, hata malzemeleri kırıyor ve yerinden söküyoruz. Örnek mi umumi tuvaletler, park yerleri, piknik alanları vs kamuya açık alanlar. Oldukça pis, oldukça bakımsız çöp yığınları ile dolu!... Ama burlar bizim evimiz, burası bizim vatanımız!
Başka örnekler verelim: Çalıştığımız kurumlar, okuduğumuz okullar, atölyeler, çocuk parkları umumi alanlar ve herkesin yararlanması için açılmış yerler?.. Gidin bakın özen gösteren, temiz tutan var mı? Sigara izmaritleri, pet şişeleri, cam kırıkları ortada kol gezmiyor mu? Ama buralar bizim vatanımız, memleketimiz ve ortak kullandığımız alanlarımız! Hani seviyorduk biz vatanımızı?
Maalesef buraları korumada gereken saygıyı göstermede lakayt davranıyoruz diyorum. Böyle vatan severlik olmaz! ..İçimize gelip yerleşen mültecileri yerden yere vuruyoruz: pis ve pasaklılar diye.. Devlet ve millet malını korumada bizim onlardan ne farkımız var; Allah aşkına? Var diyenler gidip ortak kullandığımız alanları gezip görsünler ! Sadece camilerin umumi tuvaletlerine bakmanız yeter de; hafta sonları piknik alanlarını gezin görün seyredin manzarayı. Haklımıyız, haksız mı? Çamlığı, Kent Parkı, Spor Vadisini vs...
Bu noktada şunu söylüyelim: Anne baba veli öğretmen hepimiz görevliyiz (Suçluyuz). Niye mi? Çocuklarımıza bu alışkanlığı kazandıramadığımız için... Yediden yetmişe bu alışkanlığın duyarlılığını verebilsek bir insanımız bile sokağa sigara izmariti atmaz, atamaz! Utanır sıkılır bundan. Çünkü bizim beğenmediğimiz affedin “ Gavur!”
diye hor gördüğümüz Avrupalı bu alışkanlığı tüm insanına verebilmişse diyeceğiniz var mı? (ister eğitimle isterse kanun yasağı ile fark etmez!)
Bu konuda diyebileceğim şu: vatan ve millet sevgisini çocuklarımıza kazandırabilirsek inanın onlar sokağa bir kağıt parçası bile atmazlar! Tükürmezler devletin malına zarar vermezler: Niye mi, bu benim malım ve ben insanıma zarar veremem kul hakkına girerim diye...
Yoldaki bir taşı- dikeni bile insanımıza zarar vermesin diye kaldıran ve bunu sadaka olarak kabul eden bir dinin mensupları olduğumuzu da unutmayalım!..
Çok mu zor diyeceksiniz ? Hayır çok zor değil, bu bir eğitim, saygı ve görgü meselesi! Saygı ve sevgiyi topluma kazandırabilirsek, insana hizmet anlayışını, devlet ve millet malını korumanın kendi malını korumak kadar önemli ve değerli olduğu anlayışını verebilirsek bu iş tamam demektir. Tutturduk bir “Z” kuşağı deyip gidiyoruz. “Z” kuşağı yerden bitmedi: onlar senin, benim evladımız; sen şekil vermedin ben önemsemedim ortaya yeni bir nesil çıktı! Biz de o nesli yerden yere çalıyoruz: Çıkıp da sen, ben, biz suçluyuz arkadaş diyen olmuyor! Oysa bu senin benim eserim; eserine sahip çık, ülkeni de vatanını da koru ve güzelleştir arkadaş! Kimseyi de suçlama geriye dön aynaya bak, aynadan yansıyan senin benim yansımalarımız... Vatanseverlik: vatana her yönü ile sahip çıkmak ve değer vermek demektir.