Koronavirüs tehlikesi tüm dünyada artarak devam ediyor. Hem yakalananların sayısı artıyor, hem de ölümlerin sayısı artıyor. Yozgat da bu tehlikenin içerisinde. Genç ihtiyar, kadın kız: “ Bana bir şey olmaz! “ deyip keyfi olarak Sokağa çıkmaya devam edersek salgını önleyemeyiz.
Görünen o ki: bu virüse karşı şimdilik tek çözüm, evden çıkmamak; temizliğe riayet etmek ve yakın temastan uzak kalmak. Tokalaşmamak, el sıkışmamak, kucaklaşmamak ve hastalığın kişiden kişiye bulaşmasına engel olmak. “Evde Kal!” Çağrısı da bunun için önemli.
Sokağa çıkma ile ilgili bir çok yasak uygulanmaya başlanıldı. Özellikle kronik hastaların ve 65 yaş üstü yaşlıların Sokağa çıkmaları yasaklandı. Halkın toplu gittiği mekanlar, kahveler, kıraathaneler ve piknik alanları yasaklandı. Devletimiz sürekli tedbir almak zorunda kalıyor; buna titizlikle uymak zorundayız.
İşe gitmek zorunda kalan görevlilerimiz var, esnaflarımız var, marketlerde ve bankalarda çalışan kardeşlerimiz var. Bunların da her türlü temizlik ve hijyene dikkat etmeleri, yakın temastan uzak durmaları gerekir. Bu tedbirler hem kendilerini hem de karşısındaki insanları korumaya yönelik tedbirlerdir. Keyfilik ve umursamazlık kul hakkıdır.
Bu kapsamda gençlerin ve bazı sorumsuz arkadaşlarımızın keyfi Sokağa çıkması, uyarılara kulak asmaması ve devletin aldığı tedbir kararlarını kulak ardı etmeleri sorumsuzluğun ötesinde bir kul hakkıdır; vebaldir, saygısızlıktır.
Evde Kalmanın süresi ne kadar devam edecek bunu tahmin edebilmek zor. Ancak özellikle ifade edilen şu: önümüzdeki iki üç haftaya daha çok dikkat etmek ve bu süreyi evde kalarak geçirmek durumundayız!
Koronavirüsün çıkış yeri olan Çin’de salgın oldukça yavaşladı. Durma noktasına geldiği ifade ediliyor(Her ne kadar ikinci virüs dalgasından söz ediliyor olsa da, henüz bunun doğruluğu teyid edilmedi).
Ülke olarak bizim önümüzdeki şu bir kaç haftayı evde kalarak geçirmemiz gerekecek! Virüsten korunmanın tek yolu da bu gözüküyor. Ne yazık ki: Yozgat’ta bu tehlikenin içerisinde!.. Karantinaya alınan köylerimiz var. Salgının etrafımızda dolaştığı bir gerçek. Çünkü Türkiye’nin tamamından hastalığın ayak sesleri geliyor; şimdilik tek çaremiz virüsten uzak durmak. Bu da Sokağa çıkmamakla mümkün!
Birileri önemsemese de inanan insanlar olarak bizler duanın önemine ve tesirine inanıyoruz. Diyeceğimiz o ki; yatsı ezanı sonrası balkonlara çıkıp imamla birlikte dua edelim. Ayrıca namaz sonraları ülkemiz için insanlık aleminin bu salgından kurtulması için dua edelim, dualarımızı eksik etmeyelim. Allah milletimizin yardımcısı olsun! Mevla milletimizi ve tüm Türk- İslam Alemini bu felaketten korusun. Vefat eden kardeşlerimize de Mevla da Rahmet dileriz, hasta kardeşlerimize Rabbim acil şifalar nasip eylesin!