Belediye başkanlığı seçimleri için adaylar netleşiyor. Gözüken o ki bir çok partiden aday ben de varım diyecek. Seçime giren partileri yüksek seçim kurulu ilan edince: Aman ne kadar da çok parti varmış diye ağzımız açık kaldı. Adını sanını duymadığımız onlarca parti var. Ülkede parti bolluğundan geçilmiyor maşallah? Önüne gelen spor takımı gibi parti kurmuş!... Ülkemiz parti çöplüğüne dönmüş de haberimiz yokmuş ?
Neyse boş verin spor takımı gibi olmuşuz!.. Çok da önemli değil, birilerine göre demokrasi ve özgürlük, birilerine göre de ayrım ve bölücülük; artık ne sayarsanız sayın. Ülkede demokrasi var parti de olacak pırtı da, olsun çok seslilikte gerekiyor diyenlerimiz var; buna ne gerek birleşin diyenlerimiz de var...
Bu noktada Yozgat’ın hali ne olacak biz ona bakar onu merak ederiz. Bazıları anket yapıyor bazıları da sokağın nabzını yokluyor. Her kafadan bir ses geliyor deriz ya aynen öyle: Her kafadan bir ses geliyor; yorum yapanlarımızın sayısı arttı. Görüştür saygı duyarız; sandıktan çıkana da saygı duyarız, halkın reyine ve demokrasiye de saygımız vardır.
Görünen o ki: Yozgat belediye başkanlığı seçimi üç aday arasında geçecek gibi; üç adayda seçimi kazanmaya en yakın adaylar. Kimleri kastettiğimizi biliyorsunuz. Ak Partinin adayı Celal Köse, Milliyetçi Hareket Partisinin adayı Ömer Açıkel ve Y. Refah Partisinin adayı Kazım Arslan... Her üç adayda seçimi kazanmaya yakın adaylar diyebiliriz.
Ak Partinin Yozgat’ ta belirgin bir oy potansiyeli var bunu göz önüne aldığımızda Celal Köse’nin kazanma şansı var; Ayrıca Yozgat öteden beri Milliyetçi Hareket Partisinin kalesi olarak biliniyor, bu anlamda Milliyetçi Hareket Partisinin Yozgat adayı Ömer Açıkel’ de seçimi kazanmaya en yakın aday diyebiliriz. Y. Refahın Yozgat’ta ciddi bir oy potansiyeli yok ama Kazım Arslan’ın hatırı sayılır bir oy potansiyeli var. Geçtiğimiz dönem seçimi çok az bir farkla kaybetti; dolayısıyla en ciddi adaylardan biri diyebiliriz Kazım Arslan’a. Yani üç adayın da kazanma şansı var. İşin doğrusu seçime asılıp çok çalışan kazanır dersek yanlış ifade etmiş olmayız. Adayların hem avantajları hem de dezavantajları var. Ama bu avantajı kim lehine çevirecek bekleyip göreceğiz?..
Ama benim beklentim şu: Yozgat ve Yozgatlı kazansın. Yozgat bir beş yılını daha kaybetmesin. Sonuç sadece kazanmak olmasın asıl amaç hizmet olsun. Gök kubbede hoş bir seda bırakalım. Yozgat’ın ufku açılsın, şehir gelişsin kalkınsın ve büyük şehir statüsüne kavuşsun. Şehire hizmet gelsin, bu şehire ciddi manada hizmet edecekler aday olsun. Adayları millet belirlemiyor; adayları partiler empoze ediyor. Maalesef sıkıntı bu... Hasbel kader kim kazanırsa da varını yoğunu ortaya koyup bu şehire hizmet etsin. Kazandıktan sonra vurup kafayı yatmasın, insanları oyalamasın, ahbap çavuş ilişkisi kurup gününü gün etmesin. Gerçek manada hizmet etsin ve Gök kubbede hoş bir seda bıraksın istiyoruz.
Şimdi şu şöyle yaptı bu böyle yaptı demiyelim herkes kendini biliyor, çekişme yerine hizmet üretilsin projeler yarışsın, insan sözünün eri olsun, gecesini gündüzüne katıp bu şehrin insanlarına hizmet etmekte uğraşsın. Çok daha önemlisi şu: iyi bir ekip kursun dürüst ve çalışkan insanları yanına alsın ve bu şehrin insanına kaliteli üstün bir hizmet getirsin! Yani Yozgat kazansın, Yozgatlı kazansın.
Diyecek siniz ki bundan önce böyle olmadı mı? Hayır olmadı, Yozgat kazanmadı Yozgatlı da mutlu olmadı, gelişmedi, kalkınmadı, geriye gitti. Kimse kusura bakmasın dost ahbap gönüllemekle bu işler yürümüyor, şehir gelişmiyor. Sözler vaatler unutuluyor projeler rafa kaldırılıyor. Ne olur Allah aşkına bi de Yozgat ve Yozgatlı kazansa ? Biz de onu canı gönülden alkışlasak ve bir ömür boyu kendisine dua etsek!.. “Gök Kubbede Hoş Bir Seda Bırakmaya var mısınız”? İşte o zaman hem siz hem de Yozgatlı kazanmış olacak ? İşte o zaman halka hizmet Hakka olacak...”Ama söz bir Allah bir deyin !...”Sözünüzün de eri olun.