Bugun corona virüsüyle ilgili birşey yazmak istemedim sağımız solumuz corona ..tv lerde sosyal medyalarda gündem corona ..ben bugün gözümü kulağımı kapatıp başka birşeyden bahsetmek istiyorum..sosyal medyada Yozgatta ki köklü aileler Yozgat Efendisi diye sayfalar açıldı davet edildim bu sayfalara ..kimi tepkisini koymuş neden köklü aile ..Yozgatı seven mücadele eden Yozgatlıdır diye..ama konumuz bu değil ben sayfaya girince o kadar çok aile dostları eski komsularla tanıştım ki sen Ayhanın kızımısın Nusret amcanın torunumusun Semiha teyzenin torunumusun diyen bir sürü güzel insanlar ..anılarını anlatanlar ne iyi insanlardı deyip gururumu okşayanlar..ve sayfada gördüğüm resimler sanki Yozgat değilde İstanbul sokakları gibi sanki Yozgat beyefendisi hanımefendisi değilde İstanbul hanımefendisi gibi herkes..işte asıl mesele bu biz nasıl bu hale geldik o modernlikten o kaliteden o asillikten medeniyetten nasıl dibe vurduk..nasıl özümüzü yitirdik nasıl beyinlerimiz kalıplaştı darlaştı ..modernlıkten kastım ileri görüşlülük ve saygı ..kimse birbirinin ne başörtüsüne ne mini eteğine ne alkolüne ne namazına karışırmış ..herkes saygılıymış her düşünceye giyime kuşama..o gelinlikler kürkler kabanlar şimdilerin modası ..esnaf kilit vurmazmış kapısına ayıp olur diye ..gelin kızlar gelinliğinin üzerine takmak için komşusundan ödünç altın istermiş gösterişli duruyum diye..köy enstitüsünden mezun olan hocalar Yozgatta eğitimin kalitesine kalite katarmış şehrin ortasında isteyenler alkol alıp köfte meze eşliğinde kimsenin kimseye zararı olmayıp gelecekten siyasetten konuşurlarmış ve herkes evine yayan gidermiş soba başında yapılan sohbetler oynanan eğlenceli oyunlar varmış.. siyasi baskı ve toplum baskısı olan yıllardan bahsedıyorum ..şehir o kadar sadeymiş ki mimari eserler birbirinden güzel binalar varmış herkes samimi ve doğalmış fötr şapkalarla birbirine selam veren insanlar sinemaya giden güpür elbiseli bayanlarla doluymuş bu şehir..masal gibi..herseyden önce kafalar beyinler kalpler taşlaşmamış yargısızmış herkes..düğünler dillere destan olurmuş şatafatlı abartılı sonradan görme düğünlerden bahsetmiyorum keman olurmuş çalgılar arasında..herkes bir olurmuş..milli bayramları ayrı dini bayramları ayrı güzel olurmuş bahar temizlikleri bitince bütün komsular pikniğe gidermiş tandirlarda pisen ekmekler mahalleye dağıtılırmış herkes birbirine yardım edermiş ne oldu bize ne oldu memlekete niye terk edildi neden yobaz diye anılmaya başlandık neden üzerimize yapıştı bu çirkin sıfat..niye dışarıya çıkan gerçek Yozgatlılar kendi memleketini kötülüyor saygıyı medeniyeti nerde yitirdik nasıl rüzgar tersine döndü bambaşka bir sehir bambaşka insanlar olmamız gerekirken niye bu hale geldik neden gelişmedik gelişemedik..İç Anadolunun orta yerinde büyüyemedik beyinlerimizle birlikte küçüldük..başka kültürleri gelenekleri özümsedik bu topraklarda gururlandığımız Abbas Sayarlarımız Nida Tüfekçilerimiz var.. din adamlarımız var profesörler savcılar gazeteciler var sanatçılarımız var değerlerimiz var türkülerimiz var halk oyunlarımız var şimdi Dünya bize yeni bir düzen yeni bir yaşam hazırlıyor bu yeni düzende özümüze eskiye döner miyiz biz olur muyuz keşke dönebilsek zamanı sarsak geriye..hep o yıllarda kalsak.. kaderine terk edilmiş memleket değil Yozgat..böyle acı dolu sözlerle doldurmayın o boşlukları acımayın.. yükünüzü hafifletmeyin şehrin ve insanlarının güzelliği bozulmuş şehrin yapısıyla insanların genetiğiyle oynanmış sanki..o şehir o insanlar gitmiş yerine bambaşka bir şehir kurulmuş gibi..o gördüğüm fotoğraflar gerçek değil bir belgesel gibi..

Sevgili dostlar Covid-19 salgını dolayısıyla dünya ve ülkemiz zor bir süreçten geçmektedir. Bu süreçte ülkemiz insanına sağlık alanında ciddi hizmet vermektedir. Şu an Yozgat genelinde bütün hastaların kabul edildiği tek hastane olan Yozgat Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama hastanesi kan stoklarında ciddi sıkıntı yaşamaktadır. Bundan ötürü hastalara kan bulmakta zorluk yaşanmaktadır. Halkımız pandemi sürecinden dolayı evde kalmaya devam etmelidir fakat kızılay a kan bağışı yapmak için maske ile kan bağış merkezine gidip gelinebilir. Ramazan ayı dolayısıyla da kan vermek için çekinmeyin. Diyanet işleri başkanlığınında açıklamasına da dayanarak kan vermek orucu bozmaz. Aksine bu mübarek ayda kan verip bir hastaya umut olarak da ibadet etmiş olursunuz.
Kan acil değil sürekli ihtiyaçtır. Kan bağışı hayat kurtarır. Sizde Yozgat şehir merkezinde bulunan Kızılay kan bağış merkezine gidip kan bağışında bulunabilir, bir hastaya can olabilirsiniz...ve kan verirken lösemili çocuklar için de 2-3 tüp kök hücre tedavisi için verebilirsiniz Türkiyede çok fazla lösemi kanseri çocuklar var eğer kök hücreniz uyuşursa tedavisini kızılay karşılıyor ve sadece kan alınarak yapılıyor bu işlem..sizde bir çocuğun umudu olabilirsiniz..