Şair. 7 Eylül 1953, Yozgat doğumlu. İlk ve ortaokulu Yozgat’ta okudu. Yozgat Lisesi, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilimler Bölümü (1978), mezunu. 1972’den itibaren Toprak Mahsulleri Ofisinde memurluk ve yöneticilik yaptı. Edebiyatçılar Derneğinin yönetim ve yürütme kurullarında bulundu, birkaç dönem genel sekreterliğini, bir dönem de genel başkanlığını yaptı. Toprak Mahsulleri Ofisi Eğitim Şubesi Müdürüyken 1998 yılında emekli oldu ve Antalya’ya yerleşti.

Toprak Mahsulleri Ofisi’nden emekli olduktan sonra şiirle aktif olarak ilgilenmeye başladı ve o güne kadar biriktirdiği ve hayatın insan hafızasında çivi gibi çakılı kalan tüm seslerini , yüzlerini yoğurduğu dünyasını şiirin engin sularında kelimelere döktü. Her biri edebiyatımızda ayrı bir ufku ve yüzü temsil eden ses getiren şiirlerinin özünü biriktirdi hamurunu kardı. İyi bir gözlemci ve halk adamı olarak toplumun çektiği tüm acılara tanıklık eden bir sanatçı olarak daima toplumun yaşadığı bu acıları yüreğinde hissederek bunu şiirlerine yansıttı.

İlk şiiri Varlık dergisinin Şubat 1978 sayısında yer aldı. Daha sonra şiir ve yazıları Yaba, Yarın (yazı kurulu üyesi), Varlık, Türkiye Yazıları, Dönemeç, Yeni Düşün, Gösteri, Oluşum, Bir Yeni Biçem, Cumhuriyet Kitap gibi dergilerde yayımladı. Yolculuk adlı kitabıyla 1987 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülünü, Dicle Üstü Ay Bulanık ile de 1996 Orhon Murat Arıburnu Şiir ödülünü aldı.

“Şiirin kurgusu sağlamdır. Şükrü Erbaş, şiirini örerken yoğun bir duygu akışından yararlanmış. Şiir okunurken kulağımıza zaman zaman fısıltı, kimi zaman da haykırış sesleri akar.” (Hasan Efe)

“Şükrü Erbaş şiiri genç bir şiir değil; her ne kadar yaşlı olduğunu yansıtan sözcükler içeren şiirlerini okumuş da olsak, bunu şiirsel olgunluğuna vermeyi istiyorum. Şiirsel, şairsel olgunluk, bir şairin yaşamına, omuzlarına sorumluluklar da yükler. Şükrü Erbaş bu sorumlulukların bilincinde.” (Necmi Selamet)

“Erbaş şiirinde kitaptan kitaba görülen, izlenen değişimlerin, yeniliklerin ana kaynağı hep aynıdır: İnsan! İnsansız, zamansız ve mekânsız bir şiiri yaratıcılığnın disiplinine yaklaştırmamasıyla da belirgin olan Erbaş şiirinin tanıklığı, her şeyi gözleriyle gören birinin tanıklığından daha etkindir, gerçektir. Çünkü onun şiirinde anlam yalın, ancak anlık değildir. An, anlamın sürekliliğidir, bağlantı kurulan şeylerde açıklanabilir, yer yer keşfedilebilir. Ancak bu yalın anlam, kolaylıkla özdeş değil, aksine derinlikle sırdaştır.” (Aydın Şimşek)

Eserleri:(şiirler) Küçük Acılar (1984), Aykırı Yaşamak (ilk şiir kitabıyla birlikte yeni şiirleri, 1985), Yolculuk (1986), Kimliksiz Değişim (1992), İyimser ve Kederli (1994), Bütün Mevsimler Güz (1994), Dicle Üstü Ay Bulanık (1995), Kül Uzun Sürer (1996), Derin Kesik (1999), İnsan Sevmezse Ölür (2004), Cam ve Taş (2004), Üç Nokta Beş Harf (2004), Yalnızlık Heceleri (2004). Derin Kesik (1999) Üç Nokta Beş Harf (2001) Sarkacın Kalbi (2002)
Yalnızlık Heceleri (2003)
İnsan Sevmezse Ölür (Seçmeler, 2004) Gölge Masalı (2005)
Unutma Defteri (2007)
Deneme Kitabı: İnsanın Acısını İnsan Anlar (1995), Gülün Sesi Gül Kokar (1998)