Yozgat- Musabeyli’de dünyaya gelen Yusuf Dursun 1968’de Yozgat Öğretmen Okulu'nu, 1971’de Erzurum Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nü bitirdi. 1991’de Anadolu Üniversitesi'nde lisansını tamamladı. Hozat, Tokat, Banaz, Bafra, Çarşamba ve Elazığ’daki çeşitli okullarda 25 yıl Türkçe-Edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra emekli oldu. Bu tarihten sonra çeşitli özel öğretim kurumlarında 17 yıl daha öğretmenlik yaptı.
1998’de İstanbul’a yerleşti. Edebî çalışmalarına halen bu şehirde devam etmektedir. Eserleriyle ilgili ilk değerlendirme yazısı, Türk Edebiyatı dergisinin 1974 Aralık sayısında çıktı. İlk şiiri, 1984’te Töre dergisinde, ilk kitabı ise Zaman Perdesinde Değirmen Taşı adıyla 1994’te yayımlandı.
Katıldığı pek çok şiir yarışmasında aldığı ödüllerin yanında 2004’te ESKADER Çocuk Edebiyatı ve 2009’da Divanyolu Dergisi Yılın Şairi Ödülü'nü aldı. Şiirleri Milli Eğitim Bakanlığınca okul ders kitaplarına alındığı gibi, bazı şiirleri de bestelendi. Eserlerinden birkaçı İngilizce, Arapça, Farsça, Boşnakça ve Malayca gibi dillere çevrildiği gibi Azerbaycan Türkçesine de aktarıldı.
2000’li yılların başından itibaren çocuk edebiyatı sahasına yönelen Yusuf Dursun’un şiir, masal ve roman türünde olmak üzere basılmış toplam 40 eseri vardır.
Zaman Perdesinde Değirmen Taşı adlı şiir kitabı ile edebiyat kamuoyunun karşısına çıkan Yusuf Dursun, lirik söyleyişteki özgünlüğünü halk şiirinin biçimsel formlarından yararlanarak dile getirirken şiirlerinin merkezine “sevgi” sözcüğünü oturtur. Onun şiirlerindeki lirik üslup çoğunlukla bu sevgi sözcüğünün kontrolünde yürür.
Evrensel anlamdaki insani duyuşları, kendi topraklarının beslenme kaynakları ile ifade etmeye çalışan şair, önemli ölçüde halk şiirinin etkisinde kalmakla birlikte gerek biçimsel, gerekse söyleyiş açısından özgün örnekler de vermiştir.
2005’te yayımlanan En Gür Seda İstiklal Marşı adlı romanı ile anlatı türüne yönelen Yusuf Dursun, 2007’de Masal Okulu adlı çalışması ile çocuk edebiyatına ve masal türüne, 2008’de de Tatlı mı Tatlı Duam Kanatlı adlı eseri ile de hikâye türüne yönelir.
Şiirden anlatı türlerine geçtiği gibi lirizmden de mistisizme doğru geçiş yapar. Ancak sonraki yıllarda yazacağı hikâye, şiir, masal ve roman türlerinin tamamında mistik bir duyuş, lirik bir söyleyiş, tarihsel bir konumlanış dikkati çeker.
İnsanı, özellikle çocuğu ilgilendiren pek çok tema, onun eserlerinde kendisine yer bulur. Bu bakımdan onun eserlerinin hemen tamamı çocuk edebiyatı açısından ayrı bir öneme sahiptir. Eserlerinin içinde kendisi veya ailesi, kimi zaman açık veya gizli “özne” olarak sesini hissettirir olsa da bu ses kolektif bir duyuşun, milli romantik yönelişin ve lirik üslubun sesi olarak okura ulaştırılmak istenir. Tarih, vatan, dil, din gibi kültürel ögeler ile merhamet, acıma, sevgi, aşk, adalet gibi insani değerleri Türkçenin söyleyiş güzelliklerinden de yararlanarak bir arada işler.(Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü- Yesevi Üniversitesi Doç.Dr.Mitat Durmuş)
Kaynakça: 1- Elazığ: Fırat Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.
2- Doğan, Durali (2005). Yozgat Şair ve Yazarlar Ansiklopedisi. Sorgun: Sılam Yayınları.
3- Işık, İhsan (2006). Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi. III. Cilt. Ankara: Elvan Yayınları.
3- Kaba, Vahap (1974). “Türk Edebiyatı'nın Sanat Fidanlığı”. Türk Edebiyatı. 3 (36).
4- Sarıyüce, Hasan Latif (2012). Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Ansiklopedisi. II. Cilt. İstanbul: Nar Yayınları.