“İhtiyârımla acep ben hiç olur muydum tabîp,
Ger bileydim âlemin bunca devâsız derdini”
dese de; hekimliğin şartları çok ağır, meslekî sıkıntılarımız karşısında devletimiz sağır ve sağlık çalışanları her anlamda mutazarrır olsa da, meslekte gördüğüm kırk üçüncü 14 Mart münasebetiyle şunu ifâde etmek isterim ki, iyi ki hekim olmuşum ve dünyaya yeniden gelsem tereddütsüz yine doktor olurdum… Çünkü hekimlik; -günümüzde yaşanılan her türlü olumsuzluğa rağmen- insanların en zor zamanlarında onlara yardım etmemize, şifâ bulmalarına vesîle olmamıza, duâ almamıza ve âhiret için Cennet azığı hazırlamamıza vesile olan hikemî bir meslektir. Zîrâ Efendimiz Aleyhisselâtü Vesselâm; “Hayrûn nas men yenfeûn nas”[8] (İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır.) diye buyurmaktadır.
Her türlü zorluğa ve meşakkate rağmen; çok büyük fedâkârlıklar gösteren, mesleğimizi insanî ve vicdânî bir sorumlulukla yerine getiren, insan hayatına adanmış çalışmalarda alın, zihin ve gönül teri döken, insanüstü bir gayretle insanlara hizmet eden, toplum sağlığı ve hastalar için gece gündüz, yağmur çamur, bayram tatil demeden ellerinden gelen hiçbir çabayı esirgemeyen, insanı yaşatmayı, insanın acısını azaltmayı, insanlığa daha sağlıklı bir hayat sunmayı gâye edinen ve aldığımız / aldırdığımız her sağlıklı nefes bizim için tıp bayramıdır diyen bütün meslektaşlarımın ve sağlık çalışanlarının Tıp Bayramını kutluyorum. Bu duygu ve düşüncelerle bütün meslektaşlarıma ve sağlıkçılara hayırlı ve huzurlu bir ömür diliyor Covid 19 mücâdelesinde hayatını kaybeden doktorları ve sağlık çalışanlarını rahmet, tâzim ve hürmetle yâd ediyor, Yüce Rabbimizin; “sağlığımıza, vatanımıza, devletimize” zevâl vermemesi ve cümle sağlık personelini hıfz-ı emânına alması duâsıyla meslektaşlarıma sağlık ve mutluluk içinde nice 14 Martlar diliyorum.
Yukarıda bir beyitini zikrettiğim Askerî Tabip Mehmet Esat (Işık) Paşa’ya cevâben kaleme aldığım, hekimlerin bugünkü yaşadığı dert ve sıkıntılar karşısında sitemkâr duygularımı dile getirdiğim dizelerle hatm-i kelâm ediyorum:
Paşam artık dert çoğaldı, şimdiki dertler acâip,
Tabiplerin kıymeti yok, dudağa dil oldu rakip,
Şartlar ağır, devlet sağır; hastanede şiddet gâlip,
Hekimler hakir görülür, alın teri zâten garip,
Her söylenen kem söz ile kalpler ediliyor tahrip,
Yorgun savaşçılar artık yaşananlardan muzdarip,
Söyle Mehmet Esat Paşa, şimdi olur muydun tabip?
[1] İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte, XI, 242
[2] Hakîm, Müstedrek, IV, 306
[3] Coşkun Ak, Muhibbî Dîvânı- İzahlı Metin - Kânûnî Sultan Süleyman, 48
[4] TDV İslâm Ansiklopedisi, XXIX, 2-3
[5] tr.wikipedia.org/wiki/Tıp_Bayramı
[6] Fuzûlî
[7] İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte,XI, 252; Buhârî, Tıp, 1;Ebû Dâvud, Tıp, 12; İbn-i Mâce, Tıp, 1
[8] Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, III, 481