20 Kasım, 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla “Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak kutlanıyor.
Özellikle savaş ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek için 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”yi imzalamış ve o tarihten bugüne 20 Kasım “Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır.
Çocukların yetişkinlerden daha farklı ihtiyaçlara ve haklara sahip olması gereğinden yola çıkan BM, bu sözleşme ile çocuk haklarını güvence altına almayı hedeflemiş ve taraf devletleri 54 maddeden oluşan sözleşme maddeleri gereğince kendi iç hukuklarında değişim yapmaya zorlamıştır.
Toplam 193 ülke tarafından imzalanan sözleşme en fazla sayıda ülke tarafından imzalanan ve en kısa zamanda yürürlüğe giren uluslararası belge olma özelliğine sahiptir.
Cinsiyet, din, dil, ırk ve sosyal statüye bakılmaksızın çocukların güvenli ve sağlıklı koşullarda barınması ilkeleri üzerine kurulan sözleşme, uluslararası platformda mutabakata varılmış, değiştirilmesi mümkün olmayan standartları ve yükümlülükleri içermektedir.
Onaylayan devletlerin kendi iç hukuklarında gerçekleştirecekleri düzenleme ve değişimleri kontrol etmek ve her beş yılda bir bu değişiklikleri yayımlamak için BM tarafından bir Çocuk Hakları Komitesi de oluşturulmuştur.
Çocuklar dünyanın geleceğidir. Ülkemizde bu alanda önemli çalışmalar da yapılmaktadır.
Bütün kurum ve kuruluşlar, bu konuda özel projelere destek olmalıdır.
Aile, kadın ve çocuk konularında önemli hizmetler vermekte olan Türkiye Barolar Birliği’ni, Aile Hukuku Derneği’ni ve 20’ye yakın STK nu gönülden kutlayarak başarılar diliyorum.
Uluslararası Af Örgütü’nün verdiği bilgilere göre pornografi, şiddet ve yasa dışı faaliyetlerin çokça görüldüğü ülkelerde çocuk istismarı had safhalara ulaşmaktadır.
İstatistikler dünya üzerinde 5-14 yaş grubu arasında 250 milyon çocuk işçi olduğunu söylerken 12-17 yaş grubundaki milyonlarca çocuğun okula devam edemediğini ortaya koymaktadır.
Toplam 165 milyon yetimin bulunduğu rapor edilen dünyamızda BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)’na göre her gün beş yaşın altında 22.000 çocuk önlenebilir sebeplerden dolayı hayatını kaybediyor.
BM Çocuk Hakları Komisyonu’na göre imzacı ülkeler arasında BM’ye rapor gönderen 43 ülkeden sadece 14’ü sözleşme ilkelerini iç hukuklarına uyarlamış, diğer ülkeler sözleşmeye uyum sağlamak için yeni ve benzer yasalar çıkarmış veya uyum sağlamak yerine çocukları kendi hakları konusunda bilinçlendirmeyi tercih etmişlerdir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi ve akabinde kurulan BM Çocuk Hakları Komisyonu’nun tüm çalışmalarına rağmen, bugün çocuklar hâlâ toplumun istismara en açık ve savunmasız grubunu teşkil etmektedir.
Çocuklar, gerçekçi ve özverili yapıları ile büyüklere öncülük etmekteler ve ışık tutmaktalar, geleceklerine sahip çıkmaktadırlar.
Çocuklarımızla gurur duymalı ve onların sağlığı, eğitimi başta olmak üzere bütün alanlarda korunması ve geliştirilmelerine öncelik ve önem vermeliyiz. Geleceğimiz olan çocukları savaşlardan , her türlü tehlikeden ve yanlışlıktan korumalıyız. Ancak o zaman ,geleceğe umutla bakabiliriz.