Tarihi zaferlerle dolu bir milletin evlatlarıyız.
Özellikle bu ayların içinde öyle bir ay vardır ki, kahramanlıkların destanlaştığı ve bizi biz yapan değerlerin Coştuğu; zaferlerle taçlandığı aydır ki bu Ağustos ayıdır.

Tarihimizle kahramanlıkların destanlaştığı ve bizi biz yapan değerlerin dile geldiği aydır Ağustos ayı.
Ağustos ayı zaferlerle örülmüş ışıklı bir taç gibi milletimizin tarihini süsler.
1 Ağustos 1571 Kıbrıs’ın fethi. Büyük bir irade ve deniz gücünün desteğiyle Kıbrıs’a Türk bayrağı çekilmiştir.

Moğolistan’dan gelen akın 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Zaferi oldu, Anadolu’ya ilk adım atıldı.

Bu topraktaki hâkimiyetimizi içerden çökertmek isteyenler 11 Ağustos 1473’te Otlukbeli Zaferiyle yeni bir ders aldılar. 23 Ağustos 1514 Çaldıran Zaferi gerçekleşti.
Otlukbeli ve Çaldıran muharebeleri İran kültür ve siyasetinin beslediği ihtiraslara, çok acı bir cevap oldu, ancak on binlerce Türk savaş meydanlarında şehit düştü!.

24 Ağustos 1516 Merc-i-Dâbık Zaferi,. 29 Ağustos 1521 Belgrat’ın fethi. Belgrat’ın fethiyle Balkanlarda Türk hâkimiyeti sağlanmış, Macaristan ve Orta Avrupa yolları bize açılmış oldu.

Kanuni Sultan Süleyman’ın başında bulunduğu ordu 29 Ağustos 1526’da Mohaç Zaferini kazandı. Bu zaferle Budin’e girildi ve Akıncılar Macaristan’ı fethettiler.

23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Savaşının başlangıcıdır. 26-30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz ve İstiklal Harbi Zaferidir. Şanlı ecdadımızın kanı ve canıyla bedelini ödeyerek kazandıkları bu zaferlerin hepsi hiç şüphesiz başlı başına birer destan ve bizim gurur kaynağımızdır.

Bu zaferlerin içinde en anlamlıları hiç şüphesiz ki 26 Ağustos 1071 Malazgirt ve bu zaferden 851 yıl sonra kazanılan 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık(Dumlupınar) Meydan Muharebesi zaferleridir.

Anadolu coğrafyasını bizlere vatan olarak bırakmak için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve başta Sultan Alparslan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman askerlerimizi rahmet minnet ve saygıyla yad ediyoruz.

Bizler, bu toprakları vatan yapabilmek için çok ağır bedeller ödemiş bir milletin evlatlarıyız. Bastığımız her karış toprağın altında kefensiz yatan binlerce şehidimizin kanı vardır.1071 de son kez girdiğimiz bu coğrafyadan bizi atabilmek için 1096 yılında başlatılan Haçlı seferleri değişik isimler altında günümüze kadar devam etmiştir.

Asırlardır hür yaşayan Türk Milletinin var olduğu bugün, birlik ve beraberliğimizin önünde hiçbir gücün duramayacağını bilmemiz gerekir. Anadolu topraklarını Türklerin vatanı olarak kalmasını sağlayan kahraman ecdadımızı, aziz şehitlerimizi şükranla, minnetle ve rahmetle anmak, Fatihalar yollamak boynumuzun da borcudur.

Bu kutsal vatana sahip çıkmak da ecdadımızın bize yüklediği görevdir!
Cenab-ı Hakka ülkemizin birliği ve devletimizin devamı için dua ederiz. Sahibi olduğumuz zenginliklerimizin kıymetini bilerek ve gereği gibi değerlendirerek ecdadımıza layık olmaya çalışırız. Bu görev hepimizin milli görevidir.
Birliğimiz, dirliğimiz ve kardeşliğimiz oldukça sırt sırta ve omuz omuza verdikçe Allah’ın izni ile bizi kimse bu kutsal topraklardan atamayacaktır!