Arvâsî Hoca, Van Alparslan Öğretmen Okulu, Savaştepe Öğretmen Okulu, Balıkesir Necati Bey Eğitim Enstitüsü, Bursa Eğitim Enstitüsü ve İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü’nde pedagoji öğretmenliği yapar.
1978 yılında İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü’nden sürgün edildiği Kırşehir ve Ümraniye’de çalışma imkânı bulamayınca, 1979 yılında emekli olmak zorunda kalır. Seyyid Ahmet Arvâsî, bir yandan öğretmenlik ve eğitimcilik görevini sürdürürken, diğer yandan da milliyetçi-mukaddesatçı dernek ve kuruluşlarla irtibatını hiç kesmeden devâm ettirir. Ülkemizde yayınlanan millî ve İslâmî dergilerde yazılar yazar…
Seyyid Ahmet Arvâsî, 1976 yılının eylül ayından itibâren haftalık “Devlet” gazetesinde ve 15 günde bir yayınlanan “Ülkücü Kadro”da dînî ve îtîkâdî konularda yazılar kaleme alır. “Genç Arkadaş”, “Hasret” ve “Nizâm-ı Âlem” dergilerinde yazmış olduğu yazılar Türkiye genelinde büyük yankı uyandırır.
Ülkücü gençliğin millî-İslâmî şuurla yetişmesi için pek çok konferans ve seminer verir.1 Mart 1978 tarihinden îtibâren Hergün Gazetesi’nde günlük olarak makâleler yazmaya başlar. 12 Eylül 1980’de tutuklanır.
12 Eylül Cuntasının cezaevlerine doldurduğu binlerce ülkücüden biri olarak Mamak zindanlarında çile çeker. İnançlarından ve fikirlerinden aslâ tâviz vermez. Berâber tutuklandığı partili arkadaşlarına:
“Ülkücülük sâdece bir inanç, bir kimlik değil, her türlü baskılara, zulümlere karşı sönmeyen, söndürülemeyecek olan bir meşâledir” diyerek moral ve sabır telkin eder. 17 Aralık 1981 günü “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası”nda muhteşem bir savunma yapar. 1983’te dönemin ülkücü yayın organları olan “Yeni Düşünce”, “Hamle”, “Doğuş”, “Millî Eğitim ve Kültür” gibi dergi ve gazetelerde görüşlerini dile getirir. 16 Eylül 1985 tarihinden itibâren vefâtına kadar (31 Aralık 1988) Türkiye Gazetesi’ndeki “Hasbihâl” adlı köşesinde hiç aksatmadan günlük yazılarına devam eder.
Müslüman Türk Milleti’nin büyük mütefekkiri, Ülkücü Hareket’in manifestosu olan “Türk-İslâm Ülküsü” adlı muhteşem eserin müellifi olan Seyyid Ahmet Arvâsî’nin Mamak zindanlarında rahatsızlanan kalbi; onun Âlemlerin Rabbî’yle vuslatına vesile olur...31 Aralık 1988 tarihinde İstanbul’da Hakk’ın rahmetine kavuşur. Vefâtının duyulması üzerine, yurdun dört bir yanından talebeleri, dava arkadaşları ve ömrünü hizmetine adadığı Ülkücü Hareket’in mensupları İstanbul’a akın eder...
Rahmetli Seyyid Ahmet Arvâsî, 1 Ocak 1989 günü öğleyin Fatih Camii’nde on binlerce kişiden müteşekkil cemaatin kıldığı cenaze namazdan sonra Edirnekapı Mezarlığı’nda toprağa verilir.
56 yıllık ömrüne ciltler dolusu eserler sığdıran ve “Bir Mektep Adam” olan Seyyid Ahmet Arvâsî, bütün yazılarında Türk Milleti’nin dolayısıyla da Türk milliyetçilerinin dâvâsının “Allah ve Resûlü’nün dâvâsı” olduğunu her zaman ve her zeminde ifâde etmiştir. Arvâsî Hoca, hayatı boyunca Şanlı Peygamberimizin; “İlmi yazı ile bağlayınız” hadisini kendisine rehber edinerek düşüncelerini kitaplaştırmıştır.
Seyyid Ahmet Arvâsî, “İleri Türk Milliyetçiliğinin İlkeleri” isimli 18 sayfadan oluşan ilk kitapçığını 1965 yılında yayınlamıştır. Bu eser, Türk-İslâm Ülküsü’nün özeti mahiyetinde 44 maddelik bir beyannâmedir.
Arvâsî Hoca, bu kitapçıkta: “Milliyetçilik bir milletin kendini ekonomik, kültürel, sosyal ve politik yönden güçlendirmesi, başka millet ve gruplara sömürtmeme çabasıdır. Bu bakımdan milliyetçilik meşrû bir hak ve şuurdur” demektedir.