Özellikle de şu son günlerde tüm dünyadaki canlıların sevmeye ve sevilmeye o kadar çok ihtiyacı var ki.
Haberleri ya da interneti açınca savaşın pardon sevgisizliğin acımasız yüzünü hemen hissedebiliyorum.
Gerçi bizler Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da ve daha nice Müslüman ülkelerinde bu acımasızlığı, kanı, gözyaşlarını devamlı görüyorduk, ülkemiz adına da mazlum insanlar için elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya gayret ediyorduk.
Ancak, Avrupa ve diğer ülkeler yıllar sonra Ukrayna- Rusya savaşının ardından bu savaşların verdiği acıları ve çirkin yüzünü hissetmeye başladılar.
Oysa tüm insanların ırkı, milliyeti, dininin ne olduğuna bakılmaksızın insanca ve özgürce yaşamaya hakkı vardır. Demek ki, sevgisizlik insanları acımasızlaştırıyor ya da çıkar her güzel şeylerin önüne geçebiliyor. Karşındakine yapılan zulmü görmüyorsun ya da görmek istemiyorsun.
Sevgiye her canlının ihtiyacı var.
Evimizde yetiştirdiğimiz saksıdaki çiçekler ile ilgilendiğimizde, konuştuğumda bile nasıl gür yapraklarını çıkardığını, kokularını etrafa neşeli saçtıklarını, rengârenk çiçeklerini mükemmel bir şekilde açtıklarını görüyoruz.
Hayvanlara ufacık sevgimizi bile gösterdiğimiz zaman nasıl mutlu olduklarını söylemiyorum bile.
Peki, biz insanlara neler oluyor?
Neyimizi paylaşamıyoruz,
Hangi geleceğimizin hesabını yapıyoruz?
Çok kazanınca yediklerimizin miktarında bir değişiklik mi olacak?
Zaten belli bir yaşa gelince hepimiz hastayız, yaşlanıyoruz çünkü.
Ya da çok toprağımız çok olunca, başkalarının topraklarına tecavüz edince mutluluğumuz mu artacak sanıyoruz.
Bizim sevgiye ihtiyacımız varda başkasının ihtiyacı olmaz mı düşünüyoruz.
Başkalarına zülüm ederek gece yatağımızda rahat uyuyacağımızı mı sanıyoruz.
TV deki haberleri seyrettiğimizde o masum çocukların çaresizliğini görünce hiç mi vicdanımız sızlamıyor?
Kendi çocuklarımızı o halde görünce neler hissederdik acaba,
Bu soğuk günlerde, sıcacık evlerimizde o masumları izlerken bile üşüyen bizler, gerçek bir savaş olduğu zamanki yaşantımızda neler yapacağız hiç onların yerine kendimizi koyduk mu? Bir yağ spekülasyonunda bile ne hale geldik görmeyen yoktur sanırım. Marketleri talan etmedik mi?
Üzülüyorum,
İçin için gizli gizli ağlıyorum,
Biliyorum ağlamakta bir acizliğin ifadesidir, onlara da bir fayda sağlamaz,
Ama insanlığımı hatırlıyorum işte…