Geçen haftaki kaldığımız yerden makaleme devam ediyorum.

HZ MUSA (A,S ) katilin teslimini BENİ İSRAİL e emretmişse de katilin hatırını sayarak gizlemişler ve bulamıyoruz demişlerdi. Burada kalmıştık.

Katilin meydana çıkması için CENAB I HAKKIN ( BİR SIĞIR KESMELERİNİ ) emrettiğini HZ MUSA ( A.S ) bunlara bildirdiğinden bunlar ; sığırın yaşını, rengini ve sair evsafını sorarak işi yokuşa sürmüşler. HZ MUSA bu sığırın ne genç ne ihtiyar olup sarı renkte tarla sürmemiş ve ekin sulamamış olmakla beraber başı boş, özürsüz ve nişansız bulunduğunu haber veriyor. Müfessirlerin rivayetine göre; bu katil hadisesinden bir müddet evvel BENİ İSRAİL abitlerinden biri vefatına yakın, bir buzağıyı bir ormana götürüp “ YARABBİ bu buzağıyı sana emanet ediyorum. Oğlum büyüyünce ona teslim et ! “ diyerek oraya bırakıyor. Bu hayvan ormanda canavar eline düşmemiş ve hiç kimse tarafından tutulmamış, büyümüştü. BENİ İSRAİL sığır aradıkları sıralarda bu çocuğun ( yani sığırın sahibinin kapısına bir yabancı kimse gelip çocuğun annesine “ oğluna ait sığırı oradan getirip pazarda derisi dolusu altına sattır “ demiş ve gitmişti. O zamana kadar kimseye yanaşmamış olan bu sığır, çocuğa kolayca tutuldu. Evsafına uygun olmakla pazarda BENİ İSRAİL tarafından alınıp boğazlandı. Ayetinin beyanı veçhile kulak ve kuyruk gibi bazı azasıyla ölüye vurulduğunda ölü dirilip katili haber verdikten sonra tekrar ölmüştü.

ALLAHÜ AZİMÜŞŞAN kıyamette de ölüleri böyle dirilteceğini ; ve her şeye kadir olduğunu insanlara beyan ediyor. Halbuki bu vakayı gören taifenin bundan sonra bilakis kalplerinin taş gibi hatta taştan da daha katı olduğu ayetle beyan olmaktadır.

Diğer bir kıssa da şu şekilde cerayan etmektedir. İnsanları ölmüş, binaları yıkılmış bir yere uğrayan bir kimse “ ALLAHÜ TEALA bu yerdeki ölmüşlere acaba nasıl hayat verir “ ? diye düşünürken ALLAHÜ AZİMÜŞŞAN bunu öldürüp yüz sene sonra diriltti ve ona “ sen burada ne kadar kaldın ? “ denildi. O da ya birgün yada daha az “ dedi. “sen burada yüz sene kaldın. Yiyecek ve içecek şeyine bak hiç bozulmamıştır. Seni, insanların ibret almaları için böyle yaptım. Merkebine bak! Onun dağılmış kemiklerini nasıl birleştiriyorum ? ve sonra nasıl et giydiriyorum ? “ denildi. Bunları gören bu kimse “ YARABBİ, iyi bildim ki sen herşeye kadirsin ! “ dedi. Bu zatın UZEYİR ALEYHİSSELAM olduğu ve “ BUHTÜ NASSAR “ elinde BABİL esaretinden kurtulup, bu hal başına gelerek yüz seneyi geçirdikten sonra KUDÜS e gittiği bildirilmiş, kendisini tanıyanlardan kimse hayatta bulunmadığından inanmamışlarsa da TEVRAT ı ezbere okumasından UZEYİR ALEYHİSSELAM olduğu anlaşılmıştır.

Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup haftaya kaldığımız yerden devam etmek üzere yazımı KARACAOĞLAN ın ALA GÖZLERİNE KURBAN OLDUĞUM adlı şiiriyle bitiriyorum. Hepinize salamlar, sevgiler, saygılar

ALA GÖZLERİNE KURBAN OLDUĞUM

Ala gözlerine kurban olduğum

Say edip aleme bildirme beni

Açıp ak gerdanı durma karşımda

Ecelimden evvel öldürme beni.

Dilber at kolların dola boynuma

Ölüm endişesi gelmez aynıma

Bir gece misafir eyle koynuna

Sabah oldu diye kaldırma beni.

KARACAOĞLAN