Geçen haftaki kaldığımız yerden makaleme devam ediyorum. Geçen hafta uzeyir (a.s) ın virane bir şehirden geçerken burdaki insanların hepsinin öldüğü, hiçbir canlının kalmadığı, bütün binaların yıkılıp. Harabe olduğunu görmüş, ALLAHÜ TEALA bu yıkılan şehri ve ölen insanların nasıl diriltileceğini düşünürken, ALLAHÜ TEALA tarafından oracıkta öldüğüne ve yüz sene sonra diriltiği hakkındaki olaylardan bahsetmiştir. Bu haftaki makalemde de bu olayın değişik başka bir şeklinden bahsedeceğim. ESHAB I KEHF hadisesinden.

MUSHAFIN 293 sahifesinden itibaren 3 sahifede bildirilen “ ESHAB I KEHF “ kıssası; EFSUS şehrine zamanın kralı “ DEKYANUS “ gelip halkı putperesliğe döndürüyordu. Bu meyanda MEVLA yı müteali tevhid eden 6 delikanlıyıda tehdit etti. Bunlar “ hak dininden katiyyen dönmeyiz “ dediler. Kral seyahatten dönünceye kadar onlara mühlet verdi. ( bunlar firar ettiler ) ve kendilerine arkadaş olan bir çobanla beraber şehre yakın bir dağdaki ( bir mağaraya girip gizlendiler.! ) ve KEL BÜKÜM….) ayeti medlülünce ( çobanın köpeği de bunlardan ayrılmadı.) ve ( orada uyuyup kaldılar.) DEKYANUS avdetinde bunları aratarak mağara kapısına kadar gelmiş ; içerde ölsünler diye kapıyı taşla kapatmış olup o zaman dışardaki iki mü min tarafından kapıdaki bir taşa bunların isim ve vasıfları yazılmıştı. ( mağaranın içine güneşin, doğup batarken ziya verdiği ) bildiriliyor. Onların gözleri açık olduğundan uyanık zannedersin . halbuki uykudadırlar. Bunları çürümemeleri için sağa sola döndürüyorduk. Saçları tırnakları uzamış, gözleri açık; bu karanlık yerde bunları görsen korkup kaçardın diye ayeti kerime den bahsedilmektedir.

VE LEBİSU Fİ KEHFİHİM …. 295 VE KEZALİKE BEASNAKÜM…. 294 ayetlerinde beyan olduğu üzere vacib a TEALA üçyüzdokuz sene uyuttuktan sonra, bunları diriltti. Kalkınca orada ne kadar kaldıklarını birbirlerine sordular. “ Birgün yahut daha az kaldık. Yahut ne kadar kaldığımızı ALLAHÜ TEALA bilir “ dediler. İçimizden birini şu para ile şehre gönderelim de temiz ve helal yiyecek getirsin, kimseye bizi bildirmesin. Eğer burada olduğumuz meydana çıkarsa ya öldürürler, yahut da dinlerine döndürürler. Ebediyen helak oluruz. Dediler. Müfessirlerin beyanına göre şehre yiyecek almaya gideni elindeki 300 sene önceki zamanın parasıyla görünce padişaha haber vermişler. O zamanın padişahı mü min imiş. Bunların mağarasına kadar gelmiş ve bunlar hakkında taşa yazılan yazıyı okumuş ve mağaradakilerle selamlaşmış vedalaşırken onlar yine uykuya dalıp ruhları kabzolunmuştur. Ayeti kerime bu şekilde bizlere bilgi vermektedir.

O zaman ve her zamanki bütün münkirlere öldükten sonra dirilmenin hak olduğunu bildirmek için ESHAB I KEHF in ahvaline o zamanın insanlarını haberdar kıldım. Mealinde ayeti kerime mevcuttur. Bunların olduğu yerin civarına mescid yapıldığını da bildirmektedir. Bu yer TARSUS ta imiş ELBİSTAN da EFSUS denilen yerde olduğu rivayet olunmaktadır.

RESULÜ EKREM EFENDİMİZİN ZEVCELERİ VE FAZLA EVLENMESİNİN SEBEP VE HİKMETLERİ

HATİCE ( RAD ) RESÜLÜ EKREM in birinci ailesi olup kendisinden onbeş yaş büyüktü. Ve dul idi. Kadınlardan ilk Müslüman olan bu mübarek hatun ile PEYGAMBERİMİZ gençliğinde yirmibeş sene birlikte hayat sürdü.

SEVDA (RAD) RESÜLÜ EKREM HATİCE (RAD) nın vefatından sonra yine yaşlı ve dul olan SEVDA (RAD) ile evlenmiş. Ve MEDİNE ye hicretin ikinci senesine kadar beşyıl yalnız onunla hayat sürmüştür. PEYGAMBERİMİZ bu suretle 25 yaşından 54 yaşına kadar 29 sene tek bir aile ile hayat geçirmiştir. Bu yaştan sonra müteaddit defa evlenmiş olması şehvet tesinle değil bazı hikmetler sebebi iledir.

Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup, haftaya kaldığımız yerden devam etmek üzere yazımı KARACA OĞLAN ın VAR GİT ÖLÜM adlı şiiriyle bitiriyorum. Hepinize selamlar, saygılar, sevgiler

VAR GİT ÖLÜM

Ölüm ardıma düşüpte yorulma

Var git ölüm bir zamanda geri gel

Akıbet alırsın komazsın beni

Var git ölüm bir zamanda geri gel

Şöyle bir vakitler yeyip içerken

Yeyip içip yaylalarda gezerken

Gene mi geldin ben senden kaçarken

Var git ölüm bir zamanda geri gel

KARACA OĞLAN