Kurban Bayramının yoğunluğu başladı memleketine ve tatil bölgelerine dönüşler çoğaldı. Kazasız belasız bir bayram geçirmek için trafik kurallarına uymak ve çok dikkatli araç kullanmak can güvenliğimiz için çok önemli. Hem kendi canımızı hem de kardeşlerimizin canını ve malını düşünüp ona göre araç kullanmalıyız. Malum bayram trafiği çok can alıyor. Dikkatli ve saygılı davranırsak hem kendi canımızı hem de insanlarımızın canını korumuş oluruz. Bu vesile ile araç kullanan tüm kardeşlerimizi trafik kurallarına uymaya davet ediyor hayırlı yolculuklar diliyoruz.

Bayram öncesi geçireceğimiz Arefe Gününden de bahsetmek isteriz:
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Allâhü Teâlâ nezdinde Arefe gününden daha faziletli hiçbir gün yoktur. Arefe gününde, Allâhü Teâlâ, rahmeti ile dünya semâsına tecellî eder, gökteki meleklere karşı, yer halkı ile iftihar edip şöyle buyurur: ‘Kullarıma bakınız; azabımı görmedikleri hâlde uzak yoldan, terli ve toz toprak içerisinde, saçları dağınık bir vaziyette, rahmetimi ümit ederek bana geldiler. Kullarımın Cehennem azâbından kurtulup bağışlanmaları, en çok Arefe gününde olur.”

“Şeytan, Arefe gününden başka hiçbir günde daha zelîl, daha hakîr, daha küçük ve daha öfkeli görülmemiştir. Bunun sebebi, Arefe gününde Allâh’ın rahmetinin inmesi ve Allâh’ın, günahları bağışlamasıdır. Bir de Bedir Muhârebesi’nde böyle görülmüştür. Çünkü Şeytan o zaman, Cebrâîl aleyhisselâm’ı, (düşmana karşı) melekleri saf yaparken görmüştür.”

“Kim ki Arefe gününde Allah’tan, dünya ve âhirete ait bir ihtiyacını isterse, Hazret-i Allah, onu verir.”
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Arefe günü akşamı, ümmeti için dua ettiler. Allâhü Teâlâ, duasını kabul edip, “Zulmederek başkasının hakkını alanlar hariç bütün ümmetin affedildi. Muhakkak ben, mazlûmun hakkını zâlimden alırım.” buyurdular.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Yâ Rabbi! dilersen mazluma Cennet’ini verir, zalimi de mağfiret edersin” diye ilticâ ettiler. Arefe akşamı buna cevap verilmedi. Sabah olunca Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), duasını Müzdelife’de tekrar ettiler. Orada, “İstediğin verildi” buyuruldu.

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tebessüm buyurdular. Onun tebessüm ettiğini gören Hz. Ebûbekir ve Hz. Ömer (r. anhümâ) sebebini suâl ettiler. Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem: “Allâh’ın düşmanı İblis, duamın kabul edildiğini ve ümmetimin mağfiret olunduğunu öğrenince gayet perişan bir vaziyette yerden toprak alıp başına saçıyordu. Onu böyle görünce, tebessüm ettim.” buyurdular.

Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutmak müstehap kabul edilmiştir. İsteyen tamamını tutabileceği gibi birkaç gününü de tutabilir. Zilhicce’nin dokuzuncu günü olan Arefe gününün dinde önemli bir yeri vardır. Hz. Peygamber (s.a.s.) bugünü oruçlu geçirme ile ilgili olarak “Arefe günü tutulan orucun geçmiş ve gelecek birer yıllık günahları bağışlayacağı Allah’tan umulur.” (Müslim) buyurmuştur. Fakat hacda olanların, yapacakları ibadetleri aksatmamaları, sıkıntı ve halsizliğe düşmemeleri gerekçesiyle Arefe günü oruç tutmamaları daha uygundur (Ebu Davud)

Ve Kurban Kesmek: Kurban, Allâhü Teâlâ’nın, kullarına ziyafetidir. Kurban kesmek, Allâhü Teâlâ yolunda bir fedâkârlıktır ve O’nun verdiği nimetlere bir şükürdür. Ayrıca sevap kazanmaya ve Allâh’a yakınlığa vesiledir, belalara karşı da bir kalkandır.

Peygamber Efendimiz büyütüyor:
“Kurban kesiniz ve ona iyi muâmele ediniz. Muhakkak bir kimse kurbanını alır, onu kıbleye çevirip (usûlünce) keserse, kıyamet gününde, o kurbanın kanı ve tüyü, onu koruyan iki kale olur. Muhakkak kurbanın kanı, heder olmaz (sevabı) Allâhü Teâlâ’nın muhafazasında (olduğu hâlde) toprağa düşer. (Kurban keserek) azıcık bir infâk (yani Allah rızası için harcama) sebebiyle çok mükâfata nâil olursunuz.” Rabbim Kurbanlarınızı ibadet ve dualarınızı kabul buyursun !..
Bayram yolculuğunuz kazasız belasız olsun !..