Milli Bayramlarımız içinde en görkemli kutlanan, coşku dolu kutlamalara ev sahipliği yapan Cumhuriyet Bayramımızdır. Öğrencilik yıllarımdan hatırladığım kadarıyla askeri bandolar eşliğinde geçen Mehmetçikleri ve öğrenci birliklerini hiç unutamıyorum, onlar bizim milli gururumuzdur.

Cumhuriyet Bayramında ve 30 Ağustos Zafer bayramında en çok Mehmetçiklerin geçişlerinden gurur duyar, bütün Yozgatlıyla birlikte onların rap!.. rap!.. Yürüyüşlerini coşkuyla alkışlardık. Geceleri de fener alaylarıyla caddelerde dolaşırlar şehri renklendirirlerdi.

Cumhuriyet Bayramının anlam ve önemini yediden yetmişe hepimiz bilir, bu bayrama saygı duyardık. Kafkas, Birinci Dünya Savaşı, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşını bilenler Cumhuriyet bayramına da sahip çıkıp baş tacı ederdi.

Öyle zannediyorum ki, Cumhuriyet rejiminin vazgeçilmez oluşunu onaylayanımızın sayısı çok fazladır. Cumhuriyet rejiminin kurallarını içimizde ve dışımızda benimseyip, halkın yönetime katılımını sağlamak en doğru bir tercih olacaktır. Halka saygı, halkın yönetimine saygı Cumhuriyetin temel düsturudur.

Adalete saygı, insanlığımıza saygı, rejime saygı ve ülkeye saygı en önemli kural olmalıdır. Halka rağmen iktidar olunamaz, halk olmadan da bahtiyar olunamaz. Birlik ve beraberliğin teminatı cumhuriyettir. Bağımsızlığın teminatı da cumhuriyet rejimidir. İnsana insanca yaşama hakkı veren de Cumhuriyet iktidarı olmalıdır.

Halkını hiçe sayan ve halkına zulmeden hiçbir iktidar Hakka ve halka yakın olamaz.
Türkiye Cumhuriyeti’ni birlikte kurduğumuz, sırt sırta omuz omuza verip düşmana karşı kale gibi durduğumuz milli birlik ve beraberlik duygusuna zarar vermeye, o yüce duyguyu istismar etmeye çalışan hainler ülkemizden elini çekmelidirler.

Cumhuriyetin gölgesinden çıkıp ülkemizi bölmek-parçalamak adına faaliyet göstermeye çalışanlar hüsrana uğrayacaklardır inşallah!..
Milletimize karşı tarihi kinlerini de kusarak Türkiye Cumhuriyetine saldıranlar bu milletin düşmanıdırlar. Temiz beyinlere kara leke sürüp insanımızı bir birine düşman etmek için adeta yarışıyorlar. Türk-Kürt, sağ-sol; Alevi-Sünni, Osmanlı-Ermeni gibi ayrımlarla kimlik parçalamasıyla,bölücülük ve kin duygularıyla ülkemizde faaliyet gösterenler bu milletin düşmanıdır.

Misaki Milli sınırlarımızla oynamaya başladılar. Siyasi ve ırki kimlikleri öne çıkarıp, bizi İslam kardeşliğinden uzaklaştırıp, dini ve mezhep ayrılıklarına düşürmek istiyorlar. Bunlar düşman oyunlarıdır. Biz bu memleketi kolay kazanmadık. Sırt sırta omuz omuza vererek bağımsızlığımızı kazandık.. .

Bu ülkeye nifak tohumları eken, hainleri görmemezlikten gelemeyiz. Ülkemizde bölücülük prim yapmaya başladı. Bölücüler seslerini daha çok çıkarır hale geldiler. Siyasi iktidar sahipleri daha uyanık olmak zorundadırlar.

Dünyanın her yerinde Müslüman kanı döküyorlar. Dünyanın her yerinde Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığı yapılıyor. Türk ve Müslüman dünyası olarak bu saldırılara karşı birleşmek tek yumruk olmak zorundayız.

Söze ne hacet Cumhuriyet bizim can damarımız: Türk Milletinin de tek seçeneği!… Kardeş olmak, kardeşçe kucaklaşmak zorundayız. Kürdi Türkü, Alevi’si Sünnisi, Lazı Çerkez’iyle biz bir bütünüz ve aynı kutsal ağacın dallarıyız. Hepsinden önemlisi biz Türkiye Cumhuriyetinin birer fertleri olarak kardeşiz ve aynı milletin evlatlarıyız!.. Devlete, millete ve bu ülke insanının kardeşliğine herkesin sahip çıkması gerekir. Yaşasın Türk Milleti, Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, Yaşasın Türk Dünyasının Kardeşliği!… Cumhuriyet Bayramınız Kutlu olsun…