2019 yılı sonu, 2020 yılı başı itibariyle yeni bir virüsle tanışan dünya şimdilerde bu gizli düşmanla savaşıyor. Ölüm tehlikesi iliklerimize kadar işledi; hepimizi evlerimize kapattı. Yeni yeni kendimize gelmeye çalışıyoruz.
Bu ara en çok konuşulan konulardan biri de: Bu virüs insan eliyle laboratuvar ortamında üretilmiş olabilir mı ? Konuyu ciddi ciddi dillendirenler çoğaldı. Hayvanlardan ya da yenilen yiyeceklerden bulaştığını da biliyoruz.
Ülkelerin kendilerini koruma adına ürettiği silahlara sürekli yenilerini eklenirken, virüs salgının hayatımıza girmiş olması bu şüpheyi doğrular durumda! Kimyasal silahların ciddi bir tehlike olmasının yanı sıra insanoğlunun elinde bulundurduğu silahlarla bugün insanlık kendisini yok edip, kıyameti yaşatacak güce ulaştığını da biliyoruz.
İnsanın yaratılışından beri devam eden hakimiyet kavgası bugün devlet eliyle yürütülür hale gelmiştir. Dünyaya hakim olma, üstünlük kurma ve cihan hakimiyetini elinde bulundurma sevdası birilerinin iştahını kabartmaktadır.
Komünizmin ve siyonizmin çıkışı da bu amaçlıdır. İnsanların uydurduğu dinleri bir kenara bırakacak olursak; İslamiyet, Yahudilik ve Hıristiyanlık insanlar arasında ciddi ilgi görmüş destek bulmuştur. Kavganın kaynağını ideolojik savaş olarak değerlendirmek de mümkündür.
Dinlerin cihan hakimiyetini elinde bulundurma düşüncesi bu amaçlıdır. Dini düşünceleri yargılama gibi bir amacımız yok. Bize göre İslam, insanı ahlaken yüceltme ve yaşatma amacı güderken; Yahudilik’in (bir başka ifadeyle Siyonizmin) amacı da başka dine mensup olan insanları katledilip öldürülmesi üzerine kurulmuştur. Komünizmin amacı ise insanı köleleştiren devlet hakimiyetli bir düzendir. Bu da cihanşumul- hakimiyet kurma kavgasının bir başka ürünüdür.
BOP- Büyük Ortadoğu Projesi ile İsrail’in(Yahudiliğin) gündeme getirdiği Ortadoğu’yu, ardından dünya hakimiyetini elinde bulundurma sevdası insanlık için ciddi bir tehlike konumundadır. Çünkü Yahudiler kendilerini Rableri tarafından seçilmiş- üstün bir ırk kabul edip, insanlığın efendisi ve yer yüzünün hakimi olarak görmektedirler.
Bir başka önemli konu da: Bu hakimiyeti sağlamak için ekonomik savaşın, sermayenin elde bulundurulmasıdır. Bugün geldiğimiz nokta: Yahudiler dünya ekonomisine hakim durumdadırlar. Tüm insanlığın elinde bulundurduğu ekonomik gücün yüzde seksenden fazlası Yahudilerin elindedir.
Özellikle ABD kaynaklı Yahudi şirketleri sermayenin büyük bir bölümüne sahiptir. Bu anlamsız bir yarış değildir... Bir yanda hızlı ve acımasız silahlanırken diğer yanda da sermaye kavgası kızışmaktadır. Bu yarış Siyonizmin cihan hakimiyetini kurmak adınadır. Haklı olarak sormamız gereken konu şu: Bu gidiş nereye?
Kimyasal silahların kullanılmaya başlamasından sonra virüs kaynaklı gizli silahların kullanımı da ihtimal dışı değildir. İnsansız sihalar, silahlı robotlar derken hastalık taşıyan virüslerin dünya hakimiyeti için kullanılacak olması göz ardı edilemez! Bugün tüm dünya ülkelerini tehdit eden Koronavirüsü ya da Covid-19’un gizli bir silah olma ihtimalı neden olmasın ki?..
Günümüzün en önemli gücünden birisi de basın ve sosyal medyadır. İletişim ağını bilgisayar- İnternet ağı ve cep telefonları ile kurmaya çalışıyoruz. Ne yazık ki bu ağın sahipleri de onlar? Bir virüsle bilgisayarınızı ve cep telefonlarınızı çökertebilirler mi? Çökertirler! Cep telefonu ile dünya insanının sicillerini ellerinde bulunduranlar da onlar değil mi?..
Amaç insanlığın ahlaken yükselişi ve sağlıklı yaşatılması! Ama maalesef birileri dünya hakimiyetini elllerinden bulundurma adına insanlığı toptan köleleştirip yok etmeye çalışıyor! Zalimlerin acımasızca kol gezdiği, insanları katlettiği, hayatları söndürdüğü, aç- susuz bıraktığı ve köleleştirdiği bir dünyada yaşıyoruz! Bunun adına da medeniyet diyorlar! Dünya hakimiyeti ya da cihan şümul olma sevdası yeni zalimler, Kırallar ve Firavunlar yetiştiriyor.
“İnsanlık kendi eli ile kendi kıyametini koparmaya çalışıyor!” Bize düşünen görev nedir? Türkiye Cumhuriyeti olarak, kurulacak yeni dünya düzenin de yerimizi almaktır. Tüm insanlığın kurtuluşu adına Türk ve İslam Dünyasının uyanışını sağlamak. Türk Milletinin öncülüğünde Türk dünyasını ve İslam dünyasını uyarıp, Türk -İslam Birliğinde buluşturmaktır. Maalesef insanlığın tek kurtuluş ümidi de bu olsa gerekir !..