İnsanlar arasında ayrım yapmadan, onlara sevgi penceresinden bakabilmek, kardeşliği, barışı, huzuru temin etmek için çalışmak mükemmel bir davranıştır...
Esas olan kardeşçe ve kardeşiyle dostça kucaklaşabilmektir. Bayramlar bunın için bir vesiledir
İnsanları kırmak, malına, canına, namusuna zarar vermek kardeşliğe ve insanlığa sığmaz.
Sevgiyi bu toplumdan yok etmeye çalışanlar şeytanın oyuncağıdır. Bir birimize sevgiyle, saygıyla, insanca bakmamız ve birbirimize değer vermemiz gerekiyor. Bunun için de adeta öldürüp içimize gömdüğümüz gönül dünyamızı yeniden canlandırmaya çalışmamız gerekiyor.
İnsanların huzura, sükûna ve mutluluğa ihtiyacı vardır. Bu istekler her insanın en tabii hakkıdır. Birileri insanları kırıyor, eziyor, kavga ediyor, huzurlarını kaçırıyorsa, kardeşlerini rahatsız ediyorlarsa, bu bir insani davranış biçimi değildir ve buna da hakkı yoktur. İnsan olmanın gereği sevgiyle kardeşçe yaşayabilmektir!
Bize düşen İyi insan olabilmek, iyilerle bir arada yaşamak gerektiği gibi, gerçek sevgiyi bulmak Kur’an ve Rasullah muhabbetiyle mümkündür. Adam olmak için de iyilerin arasında bulunmak ve onları kendine örnek alabilmek gerekir.
"Ey Allah'ın kulları kardeş olunuz!." buyuran yüce Peygamberimiz insanların kardeş olduğunu ifade etmiştir. Kardeşin kardeşe zarar vermesi kardeşliğe ihanettir ve hainliktir. Bunun da bir vebali ve sorumluluğu vardır. Kimsenin yaptığı asla yanına kaymayacak, mutlaka hesabını Yaratanına verecektir. Bütün bunları bilmemek görmemek kör, sağır ve akılsız olmayı gerektirir. İnsanlara: “Rabbimin kulları ve benim kardeşlerim!.." diye bakabilmek çok önemlidir.
"Kul hakkı ile huzuruma gelmeyiniz!." buyuran Cenabı Allah'a bunun hesabını nasıl vermeyi düşünüyoruz? Ve siz kim oluyorsunuz da insanların arasına fitne, fesat ve nifak tohumları ekmeye çalışıyorsunuz? "Müslüman kardeşinizi sevmedikçe nasıl kamil bir mümin olacakmışsınız ? Şeytanın dostluğu insanı Cehenneme götürür! Buna inanmayan cahil kişi beyhude Yaşar hayatta...
Bir birimize sevgiyle, saygıyla, insanca bakmamız ve birbirimize değer vermemiz gerekiyor. Bunun için de adeta öldürüp içimize gömdüğümüz gönül dünyamızı yeniden canlandırmaya çalışmamız icap ediyor.
İnsana:” Allah bizden ne istiyor, diye sorsalar bu soruya kısaca verebilecek cevap şudur: "Önce kendini yaratana inanmasını, sonra da mükemmel bir ahlaka sahip olmasını istiyor!..Kardeş olmayı kardeşçe yaşamayı insanlara güler yüzle ve muhabbetle davranmamızı emrediyor.
" Süfyan ibni Abdullah adlı sahabi Rasulullaha gelerek:"Ya Rasulllah, bana İslami öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim." diyor. Resul-ü Ekrem bu zata şöyle buyuruyor: "Allah'a inandım de, sonra da dosdoğru ol!..."
"Rabbimiz Allah'tır diyen, sonra da dosdoğru olanlar için ne korku vardır ne de hüzün!.." (Ahkaf Suresi-46/ 13)
"Müslümanların en güçlü ve en mutlu oldukları dönemler, sağlam bir ahlaka sahip oldukları dönemlerdir!." Her şey kendi ortamında yetişir, muhabbet gülü de sevgi ortamında... Sevenlerin, sevmesini bilenlerin meydana getirdiği muhabbet iklimi, sevgi tohumlarına can verir.
"İnsanlarla iyi geçinmeyen ve kendisiyle geçinilmeyen kişide hayır yoktur!." buyuran sevgili Peygamberimiz güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildiğini ifade etmiştir. Sevgi İslam'ın temel anahtarıdır. Hz. Muhammed (SAV) sadece müminlere karşı değil kendisine inanmayanlara karşı da hassas davranmış, kimseyi kırmamış, kimseye kin beslememiştir. O, kendisine eziyet edenlere ve kendisini öldürmek isteyenlere dahi beddua etmemiştir. Onun asıl gücü güvenilir olmasının yanı sıra insanlara sevgiyle yaklaşmasından kaynaklanır.
Olaylara, insanlara ve çevremize sevgiyle bakan, kardeşçe davranan, güzel ahlaka sahip örnek insanlar olmaya çalışmalıyız... Sevgi ortamı kardeşliği, kardeşlikte insanca yaşamayı getirir. Olaylara sevgiyle ve kardeşçe bakabilmek oldukça önemlidir. Sevgi insanca yaşamanın parolasıdır! Her şeye sevgi ile bakabilmek, insanları bu sevgi ile kucaklayabilmek en güzel davranıştır.