Atın ölümü arpadan olsun!..” Ne kadar ucuz bir hayat düşünebiliyor musunuz? Ey maceraperest dostlar, hayatın anlamını bilmeden yaşayan, yaşadıklarının keyfini çıkaran, ama ibret alamayan dostlarım bu maceralı hayat bir yerde sona erecek haberiniz olsun!.. Son pişmanlık fayda eder mi bilmem!..
İnsanın bazen dünüm nasıl geçti, bugün ne haldeyim, yarın yapacaklarım neler olmalıdır diye düşünmeli diyorum. Kendim için ne yaptım, çocuklarım için ne yapıyorum, toplum için ne yapmalıyım. İnsanlık adına yaptıklarım var mı? Hayatım bom boş mu hayırla güzelliklerle dolu mu? diye düşünmelidir...
Çocuklarıma, anne-babama ve tüm insanlara karşı sorumlu olduğum şeyler nelerdir? O halde ben bu sorumlulukları ne kadar yerine getirebiliyorum?.. İşi, aşı, aile düzeni iyi gitmeyenlerimiz var. Anne ve baba olarak hiç oturup da düşündük mü acaba “Neden” diye...
Bu nedenler arasından kendimize pay çıkarabildik mi? Bir köşe yazımda huzursuzluğun, geçimsizliğin kaynağı “İnsanın kendisi” demiştim. Kendimizi bu manada hiç sorguladık mı? Yoksa zoru gördüğümüz an kaçıp gitmeyi mi tercih ediyoruz?.
Böyle bir girişten sonra şunları ifade etmek istiyorum. İnsanın bir emeli, amacı ve ideali olmalı. Hayatı insan gibi yaşama planı olmalı. Eşine, çocuklarına, anne ve babasına, hatta topluma ne vereceğinin, ne kazandıracağının hesabını yapmalı. Hayatını hayırla güzelliklerle doldurmalı! Ölümünün ardından bir değil binlerce ağlayanı olmalı!
Maalesef bize verilen süre sonsuz değil. Hayatın bir müddeti, sınırı, sonu var. Bir yerde bu süre bitecek. Yaşadığımız maceralı hayatın hesabı sorulmak üzere: Mizan kurulacak. Elhamdülillah buna inancımız var. Görüyoruz ki, bazı insanlar maceralı bir hayatın peşindeler. İnsafsızca, acımasızca, cömertçe bu hayatı harcayıp sona doğru yaklaşmaktadırlar. Hepimizin sona doğru gidişi gibi...
Bakın çevrenize, kimileri boş vermişlik içinde, kimileri macera peşinde, kimileri aşırı bir hırs içerisinde, kimileri de yaşadığı her anın hesabını yaparak topluma bir şeyler katmanın telaşında...
Bu telaşı, tedirginliği, hayatı daha fazla çeşitlendirmek mümkün.. “Boş ver hayatını yaşa!” diyen bir grup boş vermiş insanlar da eğlencenin, çılgınlığın ve nefsini tatmin etmenin peşindeler. Tabi ki bu bir acizlik ve zavallılıktır.
Macera arayan, maceraperest insanlara benziyoruz. Yaşadığımız hayatın, yaşadığımız güzelliklerin farkında bile değiliz. Hayatımızda macera; yaşantımızda, harcamalarımız da. Hayallerimiz de hep macera üstüne kurulu. Bu kadar maceraperest olmasak, sağlığımızı, hayatımızı, zamanımızı her şeyimizi bu denli ucuza harcamasak keşke…
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan rabbinize itaatsizlikten sakının. Adını anarak birbirinizden dilek ve istekte bulunduğunuz Allah’a saygısızlıktan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.” ( Nisa Suresi Ayet 1)
“Ey insanlar! Rabbinize saygısızlıktan sakının; hiçbir babanın evlâdından fayda göremeyeceği, evlâdın da babasından hiçbir yarar sağlayamayacağı bir günden korkun. Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; o, yoldan çıkarıcı da (şeytan) Allah hakkında sizi aldatmasın.”( Lokman Süresi Ayet:33)
Şereflice onurluca bir hayat sürebilmek için: “Yaşadığınız anın kıymetini bilin!” Hayatınızın, çocuklarınızın, sağlığınızın, vatanınızın, namusunuzun, şerefinizin, haysiyetinizin ve dininizin kıymetini bilin; Ona göre yaşayın!..” Ki onurluca, insanca bir ömrünüz olsun.
BAŞ SAĞLIĞI DİLİYORUZ !
Hocaların Hocası; öncümüz, örnek aldığımız insan, bizlere rehberlik etmiş kol kanat germiş saygın ve beyefendi hocamız; önceki dönem Yozgat MHP İl Başkanlarından Mehmet Ali Çakır dostumuzun babası: Halit Çakır Hoca Hakkın Rahmetine kavuşmuş! Allah’dan rahmet dileriz. Ruhu şad mekanı Cennet olsun! Nur içinde yatsın...Ailesine sevenlerine ve tüm eğitim camiasına baş sağlığı diliyoruz!